Takip Et

ZİRAAT ODALARI’NIN GÖZÜNDE SÜTÜN GELECEĞİ

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,süt üreticisinin yaşadığı sıkıntılarla ilgili olarak 19.12 2021 tarihinde yaptığı basın toplantısında, süt üreticisinin durumuna ve süt sektörünün geleceğine dair açıklamalarda bulundu.

“Süt üreticisi üretime devam edebilmek için bir litre süt sattığında bir buçuk kilo yem alabilmelidir”

“Bilim adamlarımız bir çiğ süt üreticisi bir litre süt sattığında 1,5 kilo yem alabilmelidir diyor. Buna ‘süt/yem paritesi’ (alım gücü) denilir. Yani sürdürülebilir bir süt hayvancılığı için ideal parite 1,5’tir” diyen TZOB Genel Başkanı açıklamasına şöyle devam etti:

“Üreticimiz eline geçen net fiyatla 2021 yılının ocak ayında 1,12 kilo yem alabildi. Parite kasım ayında 0,82’lere kadar düştü. Böyle düşük bir parite, damızlık hayvan kesimlerini hızlandırdı. Bu nedenle USK toplanarak çiğ süt fiyatını brüt 3 lira 20 kuruştan, brüt 4 lira 70 kuruşa çıkardı.

Fakat hammaddede yüzde 60 dışa bağımlı olduğumuz ve dolara bağlı olarak sürekli artan yem fiyatları o kadar fazla yükseldi ki, Konsey tarafından belirlenen 4 lira 70 kuruşluk brüt fiyat daha hayata geçmeden anlamını yitirdi. Üreticinin üretmeye devam etme hevesi kursağında kaldı.

Öte yandan yem sanayicileri dolar böyle arttıkça fiyat oluşturmakta zorlandıklarını, aldıkları malı aynı fiyattan yerine koyabilmek için yeme zam yapmak zorunda kaldıklarını, bu zamların daha da devam edebileceğinin uyarısında bulundu.

USK (Ulusal Süt Konseyi) nin belirlediği 4 lira 70 kuruş brüt fiyattır. Üreticinin eline toplama, soğutma, borsa tescil ücretleri gibi masraflar çıkıldıktan sonra yaklaşık 4 lira 40 kuruş ile 4 lira 50 kuruş arası bir fiyat geçecektir.

Süt yeminin aralık ayı itibariyle 4 lira 60 kuruş olduğunu düşünecek olursak süt/yem paritesi 0,96-0,97 seviyesinde olacaktır. Yani üreticilerimiz 1,5 paritenin çok altında bir pariteyle karşı karşıya kalacaktır.

29 Kasım 2021 tarihinde belirlenen ve 8 Aralık 2021 tarihinden sonra yürürlüğe giren çiğ süt fiyatı, yıllardan sonra ilk defa Ulusal Süt Konseyi’nde, üretici, kamu ve sanayici temsilcileri tarafından belirlendi.

Üstelik açıklanan fiyata, henüz belirlenmemiş asgari ücret zammı da eklenmedi. Fiyat tamamıyla maliyetler dikkate alınıp, pazarlık yapılarak belirlendi.”

“Süt üreticisinin ya aldığı yem fiyatları düşürülmeli ya da sattığı süt fiyatları artırılmalıdır”

Bayraktar, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin ve üreticilerin sürekli olarak süt konusunda yapmış olduğu uyarıları ise şöyle sıraladı:

“Sanayide içme sütü, yoğurt, peynir gibi süt ürünlerine dönüştürülerek sofralarımıza gelen çiğ süt, günün 24 saati yoğun emek sarf eden üreticilerimiz tarafından bin bir zorluklarla üretilmektedir.

Süt üreticisinin sürekli artan yem başta olmak üzere diğer masraflarına karşılık sattığı süt fiyatının sabitlenmesi ekonominin kurallarıyla bağdaşan bir durum değildir.

Süt üreticisinin ya aldığı yem fiyatları düşürülmeli ya da sattığı süt fiyatları artırılmalı, bu da 1,5 pariteyle sağlanmalıdır. Bu sağlanmazsa damızlık hayvanlar kasaba gidecek, tüketiciler üretilemeyen süt nedeniyle çok yüksek fiyatlardan süt ve süt ürünleri yiyecek, ithal süttozu ile süt ürünlerini tüketmek zorunda kalacaktır. Döviz kurunun sürekli yükseldiği düşünülecek olursa, ithal ürünlerin de ucuza alınamayacağı aşikardır. Sürecin bir diğer hazin tarafı ise; süt hayvanları kesilince, besilik hayvan da üretilemeyecek, bu durumda da tüketicinin gündemini fahiş kırmızı et fiyatları işgal edecektir.”

“Tarım bir milli güvenlik meselesidir”

“2008 yılında da benzer sorunları yaşadık ve ülke olarak canlı hayvan ve et ithalatına 9,2 milyar dolar harcadık” hatırlatması yapan Bayraktar, “Bugün gelinen noktada bu ürünlere o dönemdeki kadar kolayca ulaşamayacağımız aşikardır. Çünkü döviz kuru sürekli artıyor, ülkeler arz güvencesini sağlamak için stoklayıcı bir politika izliyor. Neticede cebimde param var dediğimizde bile o ürünü alamayabiliriz” dedi.

Bayraktar, “Tarım bir milli güvenlik meselesidir. Üretimi canlı tutmalı, üreticileri memnun etmeli, üretimde sürdürülebilirlik için üreticilere her türlü desteği vermeliyiz” diyerek açıklamasını bitirdi. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.