Takip Et

JEOTERMAL ENERJİNİN SOSYAL VE SİYASİ YÖNÜ-2

Aydın ve Manisa illerinde yaygın fdurumda olan jeotermal kaynaklarda elektrik üretme amaçlı faaliyetlerin farklı açılardan çevreye ve topluma etkilerini irdelemeyi sürdürüyoruz.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İl Müdürlüğünün bazı ve güçlü Jeotermal imtiyaz sahibi şirketlerin yasa dışılıklarına karşı duyarsız, ilgisiz ve hatta zaman zaman Jeotermal imtiyaz sahibi şirketlerden yana tavır alması çevre halkının tepki ve öfkesini çekmektedir.

Salihli ve Efeler Kızılcaköy’de olduğu gibi demokratik olarak tabir edilebilecek olan eylemlerin jandarma gücü ile bastırılmasının halktaki karşılığının iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

Özellikle Kızılcaköy ‘ün bir direniş yerleşim birimi halinde gelmesinde jeotermal sistem sahiplerinin talepleri ile halk ile jandarmanın karşı karşıya gelmesi ve 80’lik bir ihtiyar hanımın jandarma barikatı önündeki fotoğrafı yaşanan gerçeğin sembolü halne geldi.

Kızılcaköy’de Vali Yardımcısının, halkın canı burnunda ilken lakayd bir şekilde ağzıda birşeyler gevelemesi, devletin halka karşı tavrı olarak algılandı. Aynı Vali Yardımcısının son olarak Didim’de bir Jeotermal imtiyaz sahibi şirketin yatına binmiş olması da halkta yüksek sesle dillendirilmemiş bir öfkeyi doğurmuştur.

Halktan olan herkesin bu alanda yüksek sesle düşüncesini beyan etmemesi, bir kısım politikacılarve bazı bürokratik kesimler tarafından yanlış değerlendirilmekte, halk, umursamaz, duyarsız,hakkı elinden alınsa da sus pus kalır olarak değerlendirilmektedir.

Gerçekte ise olay halkın ilgisizliği olarak değil düşüncesini çeşitli nedenlerle açıklamaktan çekinmesi olarak izah edilebilir.

Ancak halk sesini genellikle seçimlerde,özellikle de yerel seçimlerde oyları ile yükseltmektedir.Aydın geneline baktığımızda son belediye başkanlığı seçimlerinin bu iddiamızı doğruladığını görürüz.Jeotermal imtiyaz şirketlerine yakın davranan veya kararlarını tercihlerini onlardan yana kullanan jeotermal bölgelerde yer alan belediye başkanları ya seçimi kaybetmiş ya da kazanmakta zorlanmışlardır.Bu sonuçlara gelecek yerel seçimlerde daha bariz bir şekilde tanık olabiliriz.

Özellikle iktidar partisi yanlısı politikacıların illeri sürdükleri ve kısmen haklı odukları konulardan birisi de Jeotermale karşı örgütlenen kesimlerin genellikle sol görüşlü olduklarıdır. Jeotermale karşı örgütlenen kesimlerin genellikle sol görüşlü olmasının nedeni bu kesimlerin çevre duyarlılığı ve Ak Parti’nin sorunu olması gereken bu “çevre sorunu”nun sahibi olmadığındandır. İktidar partisinin yetkililerinin jeotermal şirket ve sistemleri savunan demeçleri halkla aralarını açmaktadır.Ve demeçlerin inandırıcılığı kalmamaktadır.Çünkü demeçler halkın jeotermal sistemlerle yaşadıkları gerçeklerle uyuşmamaktadır.

Her ne kadar çevre örgütleri mensupkarı içerisinde sol görüşün daha yaygın olması ,çevre olaylarını sahiplenmeleri siyasi bir muhalefet olarak değerlendirilmemeli, ancak bu alanda Ak Parti’ye karşı ciddi bir oldukça ciddi muhalefet gruplarının oluştuğunu da kabul etmek gerekir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.