Takip Et

TARIM AÇISINDAN GDO TEKNOLOJİLERİ

Türk tarımı açısından ele aldığımızda sorulacak soru şudur?

GDO’ya ihtiyacımız var mı?

GDO yandaşları,GDO’nun tarım,ekonomi,halk ve birey sağlığı açısından riskleri göz önüne almadan,konuyu tarımsal verimlilik açısında ele almaktadırlar.Ancak 1197-99 yılları arasında yapılan bir AB araştırmasında GDO’lu tohumların verimliliği artırmadığı, hatta % 3-9 arasında gerilettiği ortaya çıkmıştır.

Bu alanda yayınlanan bilimsel araştırmalar tarım açısından GDO’yu irdelemektedir.

Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi’nde Sema ÖZMERT ERGİN ve Hilmi YAMAN’ın yayınladıkları “Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri” adlı bilimsel çalışmada şu görüşlere yer verilmektedir:

“Ülkemizde tarım ve gıda sektöründe süratli değişimler yaşanmaktadır. Gıda güvenliği ve halk sağlığı tüm ülkelerde gıda kontrol birimleri ve tüketiciler için büyük öneme sahiptir. GDO‟lu (genetiği değiştirilmiş organizmalar) tarımsal ürünlerin 1996 yılında dünya ticaretine girmesinden sonra bu konu değişik çevreler tarafından tartışılmaya ve araştırılmaya başlanmıştır. GDO‟lar tarım, tıp, sağlık, sanayi, kimya ve birçok alanda kullanılmaktadır.”

“Genetiği değiştirilmiş ürün endüstrisi artarak yaygınlaşmaktadır. Dünyada GDO‟lu ürünlerin ekim alanı 1996‟da 1,7 milyon hektar iken 2000 yılında 44,2 milyon hektara çıkmıştır. 23 ülkede yapılan bir araştırmada ise 2007 yılındaki ekim alanı toplam 143 milyon hektar olduğu bulunmuştur.”

“Genetiği değiştirilmiş organizma üretimi gün geçtikçe artmakta ve hayatın her alanında karşımıza çıkmaya başlamaktadır. En yaygın ürünler ise soya, pamuk, mısır ve kanola olup uygulama en fazla soyadadır. Bunların yanında pirinç, balkabağı, ayçiçeği, yer fıstığı, kasava ve papaya da GDO‟lu olarak üretilmektedir. Muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun ve karpuzda halen çalışmalar devam etmektedir. Tahıllardan ise yalnızca çeltikte yabancı ot ilacına dayanıklılık sağlayan bir gen aktarımı yapılmıştır. Buğday, arpa gibi yüksek ekonomik değere sahip ürünlerde henüz üretime sokulmuş bir transgenik ürün bulunmamaktadır.”

Peki GDO’lu ürün pazarlayan şirketler tarım ürünleri tohum fide ve fidanlarında GDO teknolojilerini hangi amaçlarla seçmektedirler? Sıralayalım:

Herbisitlere dayanıklılık,raf ömrünü uzatmak,yYenebilir aşı üretmek,nişasta oranını artırmak, toksik madde oranını azaltma, antibiyotik ve insektisitlere direnç, doymamış yağ oranını artırmak, kutuplarda yaşayan bir balık geni transferi ile soğuğa dirençli ürün elde etmek, olgunlaşmayı geciktirmek, raf ömrünü uzatmak, kolera ve diyarenin önlenmesi ,virütik hastalıklara dayanıklılık, çekirdeksiz üzüm elde etmek, virüslere dirençlilik, verim artışı, alerjik etkinin azaltılması, a vitamini oranını artırmak, balık beslenmesinde kullanma, aminoasit oranını artırmak, İnsektisitlere direnç, ot öldürücülere dayanıklılık, demir ve beta-karoten içeriğini zenginleştirmek, broyler beslenmesinde kullanma, viral bitki hastalıklarına dayanıklılık, et veriminin artması ,az yağlı et üretimi, et ve süt veriminin artması, yemden yararlanma oranının ve et veriminin artması ,yün verimini artırma..

Bu amaçların hepsi çiftçinin özlemi. Ancak halk sağlığına etkileri ne olacaktır?

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.