Takip Et

DEPREME KARŞI TARIMSAL YAPILAR

Yaşamakta olduğumuz Kahramanmaraş merkezli depremde şehir ve kasabalar kadar kırsalda yer alan yerleşim birimleri ve bu birimlerin eklentisi olan tarımsal yapılar da zarar görmüştür.Deprem sonrası şu ana kadar miktarı ve ekonomik değeri tam olarak tespit edilememiş tarım yapıları, bu yapılarda yer alan yem ve benzeri değerler ve hayvan telef olmuştur.

 

Doğal olarak kendi cinsimizi öncelikle korumak güdüsünden hareketle hayvan varlıkları medyanın gündeminde yer almamış veya çok az yer almıştır. Gerçekte ise hayvanları da doğal afetler korumak öncelikli görevlerimiz arasındadır.

 

“Tarımsal yapılarda, taban planının biçimi deprem etkisinin azaltılması bakımından önem taşımaktadır. Kare, dikdörtgen ve daire gibi basit taban alanına sahip yapılar deprem etkilerine karşı en dayanımlı biçimleri oluşturmaktadır. Buna karşılık bir yapının taban planının. L, H, T ve U şeklinde olması durumunda deprem sırasında birbirine dik blokların ayrı ayrı hareket etmesi nedeniyle birleşme yerlerinde çok yüksek gerilmeler oluşması sonucu ortaya çıkan çatlaklar, yapının yıkılmasına yol açmakladır. Depreme karşı, yapının merkezi eksenine göre olanaklar ölçüsünde simetrik olması sağlanmalıdır. Merkezi eksenine göre simetrik olmayan yapılar, eksen doğrultusundaki deprem kuvvetiyle sarsıldığında dönme tehlikesinde kalarak yıkılabilmektedir.”

 

“Deprem etkisinin azaltılması bakımından duvarlar ve yapı elemanları birbirlerine çok iyi bağlanmalıdır. Yapı elemanları ve duvarlar birbirine iyi bir şekilde bağlanmayan yapılarda depremin ilk şoku sırasında genellikle köşelerde çatlaklar oluşmakta, daha sonraki şoklarda ise çatlakların birbirinden ayrılmasıyla yapı çöküp yıkılabilmektedir. Yapı elemanları, birbirlerine sağlam, gerektiğinde demir donatılı, kolon, kiriş, hatıl, lento ve sömellerle bağlanmalı, gerekli rijitlik sağlanmalıdır. Kapı ve pencere boşlukları gereğinden fazla olmamalı ve duvarlara dengeli bir şekilde dağıtılmalı, boşluklarla köşeler arasında ve boşluklar arasında belirli bir aralık bırakılmalıdır.”

 

“Yapının en zayıf kısmı deprem kuvvetlerine dayanamazsa yapının diğer kısımları da yıkılabilir. Bu nedenle yapıda yeterli nitelikte ve özellikleri çok değişmeyen hafif malzeme kullanılmasına özen gösterilmelidir. Yapı malzemelerinin iyi olması yanında kullanılan harçların ve işçiliğin iyi ve özenle yapılması gerekmektedir.”

 

Hemen deprem sonrasında Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaşanılan deprem afetinin ardından bölgedeki üreticilerin sorunlarını ve ihtiyaçlarını, tarımsal üretimin durumunu ve yapılması gerekenleri açıkladığı basın toplantısında rakamlar çok önemlidir.

 

““Ülkemizde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 9,1’i, tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın ise yüzde 15,1’i afet bölgesinden karşılanıyor.

 

TÜİK verilerine göre 2022 yılında 23,8 milyon hektar tarım alanının 3,8 milyon hektarı 11 ilimizde bulunuyor ve bu toplam tarım alanlarımızın yüzde 16,1’ine tekabül ediyor.

 

TÜİK verilerine göre 2021 yılında ülkemizin bitkisel üretim değeri 306,3 milyar iken bölgenin bu değere katkısı 64,1 milyar lira ile yüzde 20,9 gibi bir oranla toplam bitkisel üretim değerinin beşte birinden fazlasına karşılık geliyor.

 

Bölgede büyükbaş hayvan sayısı Türkiye toplam sığır varlığının yüzde 12’sini ve küçükbaş hayvan varlığının yüzde 18’ini teşkil ediyor. TÜİK verilerine göre 2020 yılında ülkemizin hayvansal üretim değeri 108,5 milyar lirayken bölgenin bu değere katkısı 7,3 milyar lira ile yüzde 6,7 gibi azımsanmayacak bir orana sahiptir. Bölge, ülkemizin 238,7 milyar liralık canlı hayvan değerinde ise yüzde 13,2’lik bir hacmi barındırıyor.

 

“Depreme dayanıksız, yapıların tümünü kısa sürede ıslah etmek çok zordur. Bununla birlikte, geç kalınmıĢ olsa da bu konuda çalışmalara başlanması gerekmektedir.”

Alıntı: Fatih M. Kızıloğlu-Mustafa Okuroğlu-İbrahim Örüng. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.