Takip Et

TÜRK TARIMI VE BAZI VERİMSİZLİK UNSURLARI

Türk tarım sektörü Cumhuriyetin kurulmasının hemen ardından hızlı bir gelişme ve büyüme dönemine girmiştir. Çünkü doğru bir tespitle ekonomik kalkınma ve sanayileşmenin temeli vr lokomotifi olarak tarım öne çıkarılmıştır.

Özellikle 1923-1928,1931-1938 Atatürk dönemleri,1950-1960 yılları ve 1963-1969 Demirel hükümetleri Türk tarımının ivme kazanıp büyüdüğü yıllardır.

Ancak1980 yılından bu yana tarım alanlarında bir azalma olduğu gözlenmektedir. Sanayinin gelişmesine ek olarak konut ve turizm amaçlı yatırımların artması, maden ve enerji kullanım sahalarına duyulan ihtiyaç, bu sektörlerin yatırımlarını birinci sınıf tarım alanlarına yapma konusundaki ısrarları,tarım arazilerinin amaç dışında kullanılmasına yol açmaktadır. Ayrıca mevcut tarım arazilerinin küçük ve çok parçalı olması, verimliliği olumsuz yönde etkileyen faktörlerden birisidir.

Ülkemizdeki tarım işletmelerinin %85’i 100 dekardan küçük, %65’i ise 50 dekardan küçük araziye sahiptir. Özellikle dikili tarımın yapıldığı meyvecilik alanlarında ve sebze üretimi yapılan tarlalarda parsel büyüklükleri daha da küçüktür.

Bölgesel bazda ele aldığımızda ise sırasıyla, Karadeniz, Ege,Akdeniz ve Marmara bölgeleri arazi parsel büyüklükleri oldukça düşük rakamlara karşılık gelmektedir.Bunun yanında İç Anadolu ve Güney Doğuda parsel bazında tarım arazileri daha büyük olmasına rağmen verimlerde ters orantılı olarak daha düşüktür.

Bu derecede parçalanmış tarım alanları mekanizasyon, sulama ve girdi kullanımı açısından verimsizliğe, para ve zaman israfına yol açmaktadır.

Ülkemizde tarım sektörü içerisinde en büyük kesimi oluşturan küçük çiftçiler yeterli sermaye birikimi ve kredi imkanları sağlayamadıklarından yeni tarım tekniklerini takip edememekte ve zorunlu olarak üretimlerini geleneksel yöntemlerle devam ettirmekte, verimlilikte de dünya ortalamalarının altında kalmaktadırlar.

Tarımda verimliliğin sağlanması kaliteli girdi kullanımından geçmektedir.Ancak tarımın içerisinde olan okuyucularımız için ilk akla gelen soru,”Hangi parayla,bu fiyatlarla mı?” olacaktır.

Ancak yadsınmaz bir gerçektir ki tarımsal verimliliği artırmak için yeterli ve kaliteli girdi kullanmak kadar, girdilerin doğru kullanılması da önem taşımaktadır. Bunlardan birisi de en önemli girdilerimizden birisi olan gübredir. Tarımda gübre,verim ve kalite açısından bir gerekliliktir.Fakat gübrenin gereğinden fazla kullanılması faydadan çok zarar getirecektir. Gübre kullanımında temel prensip, ihtiyaç duyulan bitki besin maddesinin doğru tespit edilmesi, bunun doğru oranda, doğru zamanda ve doğru yerde kullanılmasıdır.

Şu anda da en pahalı girdilerden birisi olan gübrenin yoğun kullanım dönemine girmekteyiz.Ne yazık ki hala üreticinin kullanacağı gübre ile ilgili fiyatları aşağı çekme ile ilgili olarak yetkili bakanlıklardan her hangi bir karar çıkmamaktadır.

Bu alanda acil bir tedbir alınmadığı takdirde bunun zararını ülke ve ekonomisi çekecektir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.