Takip Et

JEOTERMAL ENERJİ NİÇİN KİRLİDİR? (JEOTERMAL AKIŞKANLARIN SAR DEĞERİNE ETKİLERİ)

Jeotermal enerjinin çevre zararlarını göz ardı eden, sadece birilerinin bu zenginlikten çok para kazanmaları için diğer tüm sektörleri yok sayan birtakım zihniyetler için jeotermal enerji, “Yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmeyen, ucuz, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yeşil” bir enerji türüdür.

Ancak yaşanan gerçekler bu ifadeyi yalanlamaktadır. Çünkü jeotermal enerji 1904’ten beri kullanıldığı için yeni, binlerce yıldır yağan yağmurların ürünü olduğundan,bazı jeotermal şirketler tarafından re-enjekte edilmeyip doğaya salınarak hovardaca harcandığı için tükenmez, radyoaktivite başta olmak üzere pek çok kimyasalı içerdiğinden temiz, suyu, toprağı gıdayı, otu, yemi, havayı kirlettiği için çevre dostu, her türlü yeşili katlettiği için de yeşil enerji değildir.

Jeotermal akışkanları yer altına tekrar basılı tükenmez enerji olarak kullanmamakta ısrar eden bazı jeotermal şirketlerinin bu tutumunun tarıma olumsuz etkilerinden birisi de sodyum absorpsiyon oranı (SAR) değerlerini olumsuz biçimde etkilemektedir.

Sodyum oranı yüksek olan sular, toprakta tutunmuş sodyum oranını zamanla artırır. Sodyumun etkisi, tuzluluğa göre değiştiğinden sodyumluluk sınıfları geniş bir dağılım gösterir. SAR değeri 3’ün altında olan sular, herhangi bir önleme gerek duyulmaksızın sulama için kullanılabilir. Genel olarak tuz oranı yüksek jeotermal akışkanda SAR değerleri de yüksektir.

Buharkent Kızıldere’de yapılan bilimsel analiz sonuçlarından yola çıkılarak hesaplanan sodyum absorbsiyon oranı (SAR) değerlerine bakılacak olursa eylül ayında en yüksek SAR değerlerine üçüncü (37,04 meq/L) ve yedinci (19,30 meq/L) istasyonlar sahiptir. Ocak ayında ise yine üçüncü (23,65 meq/L), beşinci (13,95 meq/L) ve yedinci (16,14 meq/L) istasyonlarda yüksek SAR değerlerine rastlanmıştır. Mayıs ayında ise üçüncü (42,63 meq/L), beşinci (53,14 meq/L), altıncı (22,17 meq/L) ve yedinci (20,80 meq/L) istasyonlarda yüksek SAR değerlerine rastlanmıştır. SAR değerlerinin en düşük olduğu istasyon ise temiz su kaynağı olarak seçilen dördüncü istasyon suyudur. Dördüncü istasyonda SAR değerleri eylül, ocak ve mayıs aylarında sırasıyla 3,32 meq/L, 1,92 meq/L, 2,19 meq/L olarak tespit edilmiştir.

SAR değeri 2-8 meq/L olan sularla sulamada çok hassas bitkilerde yaprakta yanma, SAR değeri 8-18 meq/L olan sularla sulamada hassas bitkilerde büyümenin engellenmesi, bodur kalma, SAR değeri 18-46 meq/L olan sularla sulamada orta toleranslı bitkilerde toprak yapısından dolayı büyümenin engellenmesi ve bodur kalma, SAR değeri 46-102 meq/L arasında olan sularla sulamada toleranslı bitkilerde zayıf toprak yapısından dolayı büyümenin engellenmesi ve bodur kalmaya sebep olmaktadır.(Atıksu Arıtma Tesisleri Teknik Usuller Tebliği, 2010).

Buharkent ve çevresinde yetiştirilen bitkiler ise genel olarak duyarlı ve orta derece dayanıklı bitkiler grubuna girmektedir. Duyarlı bitkiler grubunda ceviz, limon, incir, elma, üzüm ve fasulye, orta derece dayanıklı bitkiler grubuna ise arpa, buğday, mısır, yulaf, zeytin ve pamuk bitkileri girmektedir. Analiz sonuçlarına bakılacak olursa temiz su kaynağı olan dördüncü istasyon hariç diğer istasyonların SAR değerleri genel olarak 16-46 meq/L arasındadır. Dolayısıyla bu sularla yapılan bölge tarım arazileri bitkileri ve ağaçlarında büyümenin engellenmesi ve bodur kalma sebebi SAR değerinin yüksek olması olarak gösterilebilir. Jeotermal sular tuzlu sulardır. Jeotermal atık suların kontrolsüzce Büyük Menderes Nehri’ne deşarj edilmesi suda sodyum derişimini artırmaktadır. Sodyum derişimi arttıkça SAR değeri de artmaktadır. Bu değerin artması sonucu da bölge ekosistemi ciddi anlamda olumsuz yönde etkilenmektedir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.