Takip Et

UNUTULAN TARIM ÜRÜNLERİNDEN: PALAMUT:9

19. yüzyılda, incir, üzüm, meyan kökü ve palamudu üretip eline para geçmeyen Türk çiftçisinin başındaki bu sömürü düzenine o dönemin basını da ilgisiz kalmamaktaydı.

Müstahsillerin bu konudaki hassasiyetlerini, bir başka gazete haberi ortaya koymaktadır. Yazıda üreticilerin bir iki günden beri topluca mal göndermemeleri yüzünden incir piyasası yükselmişti. Gazete, üreticilerin bu yolu takip etmelerini tavsiye etmekteydi. Çünkü ancak bu surette üreticinin elinden malı bedava(ucuz) almak isteyenlerin hırsına mani olunabileceğini savunuyordu. Kaldı ki basının da yardımıyla müstahsillerin bu tutumu incirin 38, üzümün ise 60 kuruşa kadar yükselmesine sebep olmuştu (1674).

Bütün bu düşünceler ışığında “Aydın'da yetişen ve milli mahsullerimiz meyanında birinci mevkii işgal eden incir, üzüm, palamut gibi mahsulâttan servet-i millimiz için azami istifadeyi temin maksadı ile sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti Vilayet Heyet-i Merkeziyesinin himayesi altında vücuda getirilecek olan kooperatifler, yörenin Müslüman çiftçi, bağ ve bahçe sahibi tüccar ve eşrafını bir araya getirerek güçlü ihracatçı tüccar sendikaları karşısında tek satıcı olarak çıkmalarını sağlayacaktır.”

Zira Aydın gibi Manisa’nın da geçim kaynakları arasında palamut yer almaktadır. Bu sömürü düzeni onları da derinden etkilemektedir.

“Şimdiki halde vilayetin ihracatını takriben, razaki ve çekirdeksiz olarak bir milyon atik kantarı bulan kesim-i azamisi ,memalik-i ecnebiyeye ihraç edilen kuru üzümden 1 150 000’lik çok miktarı Saruhan Sancağı'nda husule geldiği halde en âlâsı Nazilli ve Güme Kazalarında hâsıl bir milyon kantar ve palamuttur….”

Yine Karacasu’da da tarımın değişmeye, üretilen ürünlerin ihracata yönelik olarak üretilmeye başlandığıdır.

“Bölgenin bazı yerlerinde çok önceden başlayan tütün ekimine de çok az bir yer ayrılmıştır. Mesela Karacasu’da, 19. yüzyılın ortalarında; bağ, incir, üzüm, palamut, zeytine ayrılan dönüm miktarlarının çok altında kalmış olan duhan (tütün) tarlası sadece 8 dönümlük bir paya sahipti .”

Palamudun bu derece kıymetli olmasının nedeni pek çok alanda kullanılıyor olmasıydı.

Palamut boyamacılıkta kullanılmaktaydı. Meşe palamudu(bir tür meşeninkozalağı) içerdiği tanen nedeniyle değerliydi ve deri yapımında kullanılıyordu.

Palamudun ihtiva ettiği yüksek orandaki (% 45) tanen dolayısıyla debagatta da kullanılan bir maddedir. Bunun için, Osmanlılar diğer sanayi ham maddeleri gibi palamudu da ihracı yasak maddeler arasına almışlardır (1764)

Palamut(mazı), özellikle bağlık ve ormanlık mevkilerde geniş ölçüde üretilmekteydi. Meşe palamudu, ağaçlarından silkme ve sopalama usulleriyle düşürülen palamut, açık ve güneşli havada kurutulur, daha sonra işlenmeye başlanır, tırnakları ve fındıkları ayıklanıp temizlenir, pelit adı verilen meyvesi hayvan yemi olarak kullanılır, hatta bazen un haline getirilirdi. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.