Takip Et

Zeytin ağacının feryadı-15

Bundan önceki yazılarımızda Türk zeytininin ve zeytinciliğinin enerji ve maden faaliyetleri karşısında bir engel teşkil ettiği anlayışının varlığından, enerji-maden lobisinin zeytinlikleri ve zeytin ağaçlarını katletmek için hangi girişimlerde bulunduklarından ve tasarının TBMM’ye kadar gelen sürecinden söz etmiştik. Kaldığımız yerden devam edelim.

Yönetmeliklerle zeytin ağaçlarımızı ve zeytinliklerimizin hakkından gelemeyen enerji—maden lobileri “Zeytini ve Zeytinlikleri Yok Etme Yasası” ile TBMM’den önlerindeki zeytin engelini(!) kaldırmak isterlerken karşılarında Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Türkiye Ziraat Mühendisleri Odaları, TEMA ve diğer mesleki ve sivil toplum kuruluşlarını buldular. Bu sert direniş karşısında Enerji Komisyonunda yer alan, başta Ak Parti milletvekilleri olmak üzere tüm üyeler tasarının geri çekilmesi yönünde oy kullandılar. Özellikle Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Sayın Şemsi BAYRAKTAR’ın girişimleri etkili oldu.

Peki, tehlike geçti mi?

Hayır. Enerji—Maden lobisi kamuoyunun olanları unutmasını beklemekte. En uygun zamanı seçerek yeniden zeytinliklere karşı saldırıya geçecektir. Tabii bu saldırı yeni bir yasa tasarısı ile gerçekleşecektir.

Peki, bu konuda kim, neler yapabilir? Yapmalıdır?

Görev ve sorumluluk sahipleri bellidir.

Önce;

Üreticiler:

Aydın İlinde şu sayacağım ilçelerde (Buharkent, Kuyucak, Nazilli, Sultanhisar, Köşk, Efeler, İncirliova, Germencik ve Söke) ve özellikle jeotermal alanlara ve sondaj kuyularına yakın zeytinliği bulunan üreticiler ilk iş olarak İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri ile ilçelerinde bulunan Ziraat Odalarına giderek içinde zeytin bulunduğu halde tarla veya başka ürün bulunan zeytinliklerini “zeytin” olduğunu bayan ederek zeytin varlıklarını belgelendirmelidirler.

Zeytin başta olmak üzere hiçbir tarım alanını jeotermal imtiyaz şirketlerine ne sondaj, ne santral alanı ne de enerji nakil borusu geçirme amaçlı olarak satmamalı, kiralamamalı veya bu konuları içeren herhangi bir anlaşma yapmamalıdır.

Tarlalarına, zeytinliklerine verilebilecek zararlar için önceden tedbir alınmalı; zeytin, incir ve diğer ağaçlar tek tek fotoğraflanmalıdır. Video kayıtları alınmalı, kopyaları çoğaltılarak saklanmalıdır. Günümüzde herkesin cep telefonları olduğuna göre bu iş artık çok kolay.

Jeotermal sondaj kuyuları birinci sınıf tarım alanları içine açılmaktadır. Yukarıda bahsettiğim ilçelerde en çok yetiştirilen ürünlerin başında incir ve zeytin gelmektedir. İncir kırmızı örümcek zararlısına karşı hassas olan bir üründür. Kırmızı örümcek zararlısına yakalanmış incir meyveleri olgunlaşamamakta, meyve büyüyememekte, dolayısıyla çok aşırı verim ve kalite kayıpları yaşanmaktadır. Ayrıca biber, nar, şeftali, pamuk, domates, patlıcan, salatalık, kavun, karpuz, çilek, elma, gibi Aydın’da çokça yetiştirilen bu ürünler de kırmızı örümcek zararlısına karşı hassastırlar. Açılan sondaj kuyularına ulaşan yollarda jeotermal imtiyazı sahibi şirketlerin ulaşım araçlarının, stabilize ve ham tarla-bahçe yollarında ürettikleri tozlar, kırmızı örümcek zararlısının üremesini tetiklediği gibi, özellikle ilek döneminde incirlerin ağız kısımları bu tozlarla kaplandığı için incir sinekçikleri dişi incire giremediğinden döllenme gerçekleşememektedir. İncir ve diğer ürünlerde İTU ve organik tarım yapma konusunda istekli olan Aydın üreticisi elden geldiğince zirai ilaçlamadan kaçınmaktadır. Bilhassa incirimizi elden geldiğince zirai ilaca maruz bırakmamaya gayret etmekteyiz. Şu da bir gerçek ki her zirai ilaç kullanımı üreticinin cebinden çıkan paradır. Bunun için İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine başvurularak tarım arazilerinde zararlı üreten tozlarla mücadele için başvurulmalı; zarar tazmin edilmelidir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.