Takip Et

BÜYÜK ŞEHİR YASASININ TARIMA ETKİLERİ

“Büyükşehir yasası ile birlikte belediyelerin hizmet götüreceği alanlar mahalleye dönüşen beldeler ve köyleşen mahalleler nedeniyle genişlemiştir. Belediyelerin, kent merkezlerinden uzaklaşıldıkça yerleşim birimlerine götüreceği hizmet kalitesinin azalabildiği görülmüştür. Öte yandan, köy bütçesinin kaldırılması köylü devlet işbirliği ile yapılacak çalışmaların etkinliğini azalttığı ortaya çıkmıştır.

Geçmiş yıllarda il özel idaresi katkısıyla veya proje bazında köylü devlet işbirliği ile sağlık ocağı ve okul yapımı, içme suyu hatlarının döşenmesi vb. birçok çalışma yürütülmüştür. Bu çalışmalarda köy bütçesi önemli misyon üstlenmiştir. İl özel idareleri, il genel meclisi kararı ile nakdi ve ayni olarak köy bütçesine katkı sağlamışlardır. Büyükşehir yasası ile birlikte köylerde yapılacak olan birçok hizmetin ya belediye personeli aracılığıyla ya da taşeron firmalara ihalesi ile mümkün olmaktadır. Bu doğrultuda, köy bütçesi olmaksızın salt belediyelerin getireceği hizmet kısa vadede yetersiz kalmaktadır.

“Mali açıdan zayıf durumdaki ilçe belediyelerinin köy yerleşim yerlerine belediye hizmetlerini götürmeleri ayrı bir endişe oluşturmaktadır. Çünkü nüfusu az olan birçok ilçe belediyesi mali olarak zayıf ve borçlu durumdadır. Dolayısıyla bu belediyelerin hizmet önceliği ilçe merkezindeki mahalleler olacaktır. Bu durum ilçe merkezine uzak olan köy yerleşimlerinin belediyecilik hizmeti açısından ihmal edileceği anlamına gelmektedir. 6360 sayılı yasa ile birlikte köy tüzel kişilikleri yanı sıra çok sayıda belde belediyesi kaldırılmış ve söz konusu beldeler belediyelere bağlı mahalle konumuna getirilmiştir. Beldelere ait taşınır ve taşınmaz varlıklar, büyükşehir sınırları içersinde ilçe belediyelerine devredilmiştir. Bu durumda, hizmetlerin götürüleceği endişesine ek olarak hizmetlerin ne zaman ulaştırılacağı endişesi de doğmuştur.

Kırsal nüfusun, temel hizmetlerinin karşılanamayacağına ilişkin bir takım endişelerin yanı sıra mali yükümlülüklerinin artacağı bilinmektedir. Bu doğrultuda kırsal alanda yaşamaya ilişkin itici güçlerin ortaya çıkacağı düşünülmektedir.

Su ve atık su ücretleri, emlak vergisi, yapılacak inşaatlara ilişkin proje masrafları ve diğer mali yükümlülükler bunlardan bazılarıdır. Yasa çerçevesinde bu tür mali yükümlüklerin belirli bir zaman sürecinde yansıtılacağı belirtilmektedir. Ancak bu tür maliyetlerin gelir düzeyi düşük olan kırsal nüfusun yaşam standartlarını zorlayacağı düşünülmüştür.”

Yukarıda belirttiğimiz hizmet odaklı endişelerin bazılarının belediyelerin başarılı organizasyonları ile giderildiği bir gerçek iken organizasyonda eksik ve başarısız olan belediyeler endişelerin haklılığını ortaya çıkarmıştır.

Benzeri endişeler tarımsal hizmetlerde de yer ortaya çıkmıştır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.