Takip Et

ORGANİK TARIMIN GELDİĞİ NOKTA

“Son yıllarda doğal kaynakların korunması, ekolojinin bozulmasının önlenmesi, sürdürülebilir tarım, doğal çevrenin korunması, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi, kimyasal kirliliğin önlenmesi gibi konular tüm insanlığın odak noktası haline gelmiştir.”

Son yıllarda toplumların ve kişilerin beslenme alışkanlıkları seçicilik yönünden farklılıklar arz etmeye başladı.

On yıllarca önce gündemde olmayan doğal/organik beslenme günümüzde özellikle salgın sürecinde daha bir önem kazandı.

Ülkemizde de kişi ve topluluklar artık yedikleri ve içtiklerinin insan sağlığına etkilerini daha fazla dikkate almaya başladılar.

Özellikle şehirlerde –her ne kadar organik besin kavramına yeterince uymasa da denetlenmese de- organik pazarlar daha fazla tercih edilmeye başlandı.

“Bütün bu gelişmeler dünyada olduğu gibi ülkemizde de organik tarımı gündemin ilk sıralarına oturtmuştur. “

“Zamanla insanların tarım ürünlerine bakış açısı da değişmektedir. “

“Gıda ürünleri konusunda bilinçlenmenin artmasıyla güvenilir, yaşam kalitesini artırıcı ve besleyici özellikleri yüksek ürünlere yönelik talep her geçen gün artmaktadır.”

“ Yeşil tarım, organik tarım gibi uygulamalar her geçen gün tüketicinin gündeminde daha yoğun bir biçimde yer almaya başlamıştır. “

“Türkiye’de 1984-1985 yıllarında Avrupa kökenli ithalatçı firmaların gerçekleştirdiği projelerle başladığını bildirmektedir. Türkiye’de organik üretim ilk olarak geleneksel ihraç ürünleri arasında yer alan kuru incir ve kuru üzümle başlamış bu ürünlere daha sonra fındık, kuru kayısı gibi yeni ürünler eklenerek ürün yelpazesi genişletilmiştir.”

“ 1990 yılına kadar organik olarak üretilen tarım ürünlerinin sayısı ancak sekiz olmuştur. Türkiye’de organik tarımın gelişmesi öncelikle ihracat talepleriyle başlamıştır.”

Avrupa ülkelerinin tersine 2004 yılına kadar organik üretimin nerdeyse tamamı dış pazarlarda alıcı bulurken, son yıllarda iç piyasanın gelişmesiyle birlikte tüketicilerin ürün tercihleri değişmiş, ürün miktarı ve çeşitliliği iç piyasanın istekleri doğrultusunda şekillenmiştir (Sirat, 2016).

“ Bu kapsamda, ilk ham madde olarak pamuk daha sonra ise tekstil ürünleri ihraç edilmeye başlanmıştır.”

“ İç pazarın gelişme sürecine yönelik ürün çeşitlendirilmesi kapsamında kuru ve kurutulmuş ürünler, işleme süreci gerektiren salça, gül suyu, gül yağı ve meyve konsantresi gibi ürünler de ihraç edilen ürünler arasında yer almıştır (Çetin, 2016). “

“Türkiye’de organik tarımsal ürün çeşidine, sadece üreticilerin yetiştirdikleri bitkiler eklenmeyip bunların yanında doğada kendiliğinden yetişen böğürtlen, kuşburnu, kekik ve ahududu gibi ürünler de dâhil edilmektedir. Türkiye’nin bu ürünlerin toplanması ve organik olarak değerlendirilmesi noktasında önemli bir potansiyeli bulunmaktadır.”

İşin iyi olmayan ve olumsuzluk gösteren yanı ise devletin organik tarımı daha fazla desteklemesi,organik ürünlere ,fiyat oluşum safhasında pozitif ayrımcılık yapması gerekirken destekleme miktarlarının komik oran ve miktarlara düşürülmüş olmasıdır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.