Alaşehir’de “jeotermal enerji potansiyeli ve çevresel etkileri“ sempozyumu izlenimleri -9

Alaşehir’de düzenlenen “MANİSA İLİ JEOTERMAL ENERJİ POTANSİYELİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ SEMPOZYUMU” ile ilgili izlenimlerimizi aynı günün öğleden sonraki bölümünde yer alan panelde yaptığımız sunumla ilgili bölümlerin özetlerini aktararak yazımızı sürdürmekteyiz.

 Mangan : Mangan için sınır değer 0,2 mg/lt’dir. Büyük Menderes'teki ölçümlerde 0,29-0,42 mg/lt düzeyindedir.

 Sodyum : 2015 yılında yapılan ölçümlerde Büyük Menderes'te 1680 mg/lt sodyum ölçülmüştür. Bu düzeydeki sodyum bitkilere zehir etkisi yapmakta, bitki gelişimini engellemekte, tarım arazilerinin bu suyla sulanmasıyla bölge bitkileri ve tarım toprakları olumsuz etkilenmektedir.

 Demir : Jeotermal alanlarda demir salınımı genellikle sınır değer olan 5mg/lt’nin altında çıkmaktadır. Kızıldere'de 4,22 mg/lt olan ölçüm değeri Büyük Menderes suyunu 3. sınıf su konumuna sokmaktadır.

 Potasyum : 2015 yılı Eylül ve Mayıs aylarında Kızıldere’de 104,90 mg/lt potasyum ölçülmüştür. Çok nadir hallerde yüksek derişimlerde bulunan potasyum; sulama sularında ve tarım topraklarında yüksek düzeyde bulunması halinde toksik etki yapar.

Jeotermal sular yüksek miktarda Bor (B) içerdiğinden Büyük Menderes Nehri'nde jeotermal kaynaklı kirlilik olduğunu söyleyebiliriz.

Jeotermal akışkanların içerdiği kimyasalların parametre değerlerinin yüksek çıkması, nehir suyunun tarım sulamasında kullanılmaması gerektiğini ifade etmektedir.

Doğal çıkışlı sıcak suların aksine jeotermal sistemler bölge ekosistemi açısından tehlike arz etmektedir.

Yüksek oranda ve ciddi anlamda Bor (B), çinko (Zn) ve Amonyum(Nh) kirliliği söz konusudur.

PH, İletkenlik (Ec) ve SAR değerleri çok yüksektir. Bu değerler yönetmelikler gereğince de zararlıdır.

Kirlenmenin fazla olduğu bölgelerdeki ağaçların meyvelerinde küçük kalma ve damarlaşma sorunları mevcuttur.

Genel olarak bölgede termal kaynakların yüksek sıcaklık nedeniyle çözgen özelliğinden dolayı hızlı bir tuz birikimi gözlenmektedir. Bu durum kültür bitkilerinin yetişmesinde olumsuz olarak etkilemektedir.

Tarım arazilerinin sulama ihtiyacının Büyük Menderest'en karşılandığı göz önüne alındığı takdirde, toprakta verimsizleşmenin geniş alanlara yayıldığı görülmektedir.