Takip Et

TARIM-SANAYİ İLİŞKİLERİ

Tarım sektörü ülke ekonomisinin gelişmesine emek, sermaye ve hammadde olarak üç kısımdan meydana gelen katkılar sunmaktadır.

Adem Doğan’ın araştırmalarına göre;

Bunlardan ilki hammadde teminidir. “Tarımın girdi sağladığı endüstriyel sektörler, gıda-içki, tütün ve tütün mamulleri, tekstil-giyim, deri, orman ve kağıt sektörleridir. Türkiye’de imalât sanayiinde tarımsal girdilere dayalı endüstriler oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü, tarıma dayalı sanayi işletmelerinin hammadde ihtiyaçlarının büyük çoğunluğu yurt içi kaynaklardan karşılanmaktadır.”

“Türkiye imalat sanayinin yapısı genel olarak incelendiğinde, ağırlıklı olarak tarımsal girdilere dayalı bir yapı sergilediği görülmektedir. 2000 yılı itibariyle, tarımsal girdilere dayalı sanayilerin toplam imalat sanayi istihdamı içerisindeki payı %52; işyerleri içerisindeki payı %49,8; katma değer içerisindeki payı %33,8 olarak hesaplanmıştır.”

Tarım sektörü sanayi sektörünün gelişmesi için gerekli tasarruf ve sermaye birikiminin de kaynağıdır.

Sanayi sektörü başta olmak üzere diğer pek çok sektöre emek katkısı tarımdan gelmektedir. Bunun için de tarımda verimlilik, kalite ve üretim miktarının artırılması gerekmektedir. Sanayici açısından istihdam edilen emeğin maliyeti ne kadar düşük olursa, bu sektörün büyüme oranı ve kârlılık düzeyi o kadar yüksek olacaktır.

Devletler ve hükümetlerin sanayici ile ilişkileri çiftçilere göre daha sıkıdır.

“Gelişmekte olan ülkelerde genel olarak tarımsal fiyatların düşük tutulması biçiminde izlenilen politika iki gerekçeyle meşrulaştırılmaktadır. İlk olarak, düşük tarımsal fiyatların endüstrinin yararına olduğuna inanılmaktadır. İkinci olarak, köylü çitçilerin ufuklarının dar ve fiyat teşviklerine duyarsız oldukları kabul edilmektedir.”

Köylü çitçiler esas olarak sabit parasal gelirle ilgilendiklerinden dolayı, tarımsal fiyatlar artsa bile daha az üretimde bulunabilirler. Bu durumda tarımsal emek arz eğrisi geriye doğru bükülecektir. Öte yandan, tarımsal fiyatların düşük tutulması gelişmekte olan ülkelerde tarım sektörüne büyük zarar verecektir. Yine uygulamada köylü çitçilerin fiyat teşviklerine duyarlı olduğunu gösteren kanıtlar bulunmaktadır. Çitçiler fiyat yükselişleri karşısında yalnızca arzlarını artırmakla kalmazlar, aynı zamanda nispi fiyatlar değiştikçe ürünlerini de değiştirirler.”

“Tarımsal gelirin ulusal gelir içindeki payı, tarım ve tarım dışı kesimlerde tasarruf eğilimi, tarımda kişi başına gelir ve gelir bölüşümünün fonksiyonu olduğunu söylemek mümkündür. Tarım kesiminde tasarruf eğilimi ne kadar büyükse; tarımda kişi başına ortalama gelir ne kadar yüksek ve gelir bölüşümü ne kadar eşitsizse, toplam ulusal tasarruflar içinde tarım kesiminden kaynaklanan tasarrufların oranı da o kadar yüksek olacaktır .” 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.