Takip Et

Zeytinyağı piyasaları

Zeytin dünyanın ve Anadolu’nun en eski bitkilerinden birisi. Ege adalarında Milattan Ö14 bin yıllarına ait zeytin fosillerinin bulunması, özellikle Ege bölgesinin zeytin tarihini tarihin derinliklerine çekmektedir.

Türk çiftçisi de zeytine elinden geldiğince önem vermektedir. Ülke genelinde yaklaşık olarak 170 milyon adede ulaşmaktadır. Bu miktarda ağaç, kuzey Marmara sahillerinden başlayarak GAP2a kadar uzanmakta, Akdeniz ikliminin hâkim olduğu veya etkisinin görüldüğü geniş bir coğrafyada tarımı yapılmaktadır.

Her tarım ürününün olduğu gibi zeytinin de pek çok sorunu bulunmaktadır.

Bu sorunları, iklim, yetiştirme, destekleme, pazarlama, iç tüketim, ihracat olarak ele alabiliriz.

2015 yılı Şubat ve Nisan aylarında meydana gelen don olayı bütün tarım ürünlerinde olduğu gibi zeytinde de rekolteyi olumsuz etkilemiştir. Özellikle zeytinin çiçek açtığı dönemde ortaya çıkan olumsuz iklim şartları, sahil, alçak rakımlar ve ova zeytinlerinde neredeyse yüzde 80’lere yaklaşan verim kayıplarına neden olmuştur. Yüksek ve karasal iklime yakın alanlardaki zeytin ağaçları ise don olayı nedeniyle büyük oranda kurudu ve ağaçlar söküldü.

Son yıllarda dünyada ve ülkemizde meydana gelen iklim değişiklikleri her tarım ürününü olduğu gibi zeytini de olumsuz etkilemiştir.2013 yılı rekoltesi ile 2015 yılı rekoltesi arasında çok fazla bir fark bulunmakta, içinde bulunduğumuz zeytin-zeytinyağı sezonu neredeyse yüzde 60’lara varan eksik rekolte ile kapatılmak üzere.

Zeytinyağı fiyatlarının üretici açısından ele alırsak 2013 yılına kadar, geçtiğimiz on yıllık süreçte zeytinyağı fiyatları 4-6 lira arasında seyrederken 2014 yılında 10 liraya günümüzde(2015 yılı) de 17 liraya kadar yükseldiğini görmekteyiz.

Bu da fiyatların yükselmesine neden olmakta. Zeytin-zeytinyağı üreticisi çiftçi rekoltenin azlığı nedeniyle ürünü yüksek fiyat etse de ürettiği miktarın eksik olmasından dolayı çok fazla kazanç elde edememektedir.

Zeytin dikiminde verilen fidan desteği, diğer meyve çeşitlerine göre daha düşük kalmaktadır. Zeytin üretiminde ise üretim desteği bulunmamaktadır. Zeytinyağına verilen kilogramda 70 kuruş destek ise yetersizdir.

Zeytinyağı açısından diğer bir sıkıntılı alan tanıtım ve dolayısıyla iç tüketimdir. Zeytinyağı gıda olarak tüketilen yağlar içinde, insan sağlığı açısından en yararlısı olmasına rağmen ülkemizin iç, kuzey, doğu ve güneydoğu illerinde zeytinyağının girmediği yerleşim yeri sayılamayacak kadar çoktur. Bunda da en önemli etken tanıtım eksikliğidir. Kişi başına yıllık zeytinyağı tüketiminin 800 gramdan 2 kilograma çıkarılması başarı sayılmamalıdır. Bu rakam en kısa sürede 3 kilogram hedefini aşmalıdır.

Zeytin tarımı ülkemizin öncelikli üretim tercihleri arasında yer almalı, dünya liderliği konusunda zeytin üretimi ve zeytinyağı sektörü önünde yer alan engeller kaldırılarak bu alanda varlığımızı ispatlamalı, ağırlığımızı hissettirmeliyiz.

Bunda da en büyük görev Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Grubuna düşmektedir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.