Takip Et

JEOTERMAL YATIRIMLARA DUYULAN İLGİNİN NEDENLERİ

Ülkemizin pek çok üst düzey ticari, sanayi ve finans kurumu, son yıllarda jeotermal enerji alanına yatırım yapmaktadırlar.

 

Niçin çevre açısından daha uygun olan güneş, rüzgâr ve dalga enerjisine değil de yaşadığımız örnekleri ile çevre kirletmede termik santralleri fersah fersah geride bırakan jeotermal enerji yatırımlarına ilgi duyulmaktadırlar?

 

Bunun ilk nedeni ise kârlılıkla ilgilidir.

 

Jeotermal enerji üretimi uzun vadede en yüksek kâr marjı taşıyan sektörlerden birisidir.

 

Başta KDV ve ÖTV muafiyetleri olmak üzere, verim artırıcı proje destekleri, KDV hariç, toplam bedeli en fazla 1 milyon Türk Lirası olan yatırımlardan ve geri ödeme süresi 5 yıldan az olan projelere, proje bedelinin en fazla % 30’u hibe olacak şekilde verilmektedir. Jeotermal enerji ile veya enerji santralleri atık ısısı ile konut ısıtma/soğutma yatırımları bulunduğu ilin ait olduğu bölgedeki bölgesel teşviklerden faydalanmaktadırlar.

 

• Ham madde sorunu yoktur. Ham madde yer altında yatan sıcak jeotermal akışkanlardır. Miktarı çok yüksek ve işletme üretime geçtikten sonra imtiyaz bitimine kadar ücretsizdir.

 

• Devletin jeotermal alana verdiği yatırım teşvikleri son derece yüksektir. Bu teşvikler ve muafiyetler % 118’lere kadar yükselebilmektedir.

 

• Personel gideri son derece azdır. Çalıştırılan personel sayısı işletme başına son derece düşüktür.

 

• Üretilen enerjinin alıcısı devlettir ve her an alıma hazırdır, alım garantisi vardır ve alım fiyatı yüksek ve tatminkârdır. 5,5 Euro centten başlayan kilovat başı satım bedeli 10 cente kadar yükselmekte, devlet bu sektörden satın aldığı enerjiyi tüketiciye zararına dahi satmaktadır.

 

• Jeotermal enerji santrallerinde enerji satım kârı, üretim esnasında net kâr % 95’lerdedir.

 

• Jeotermal enerji yatırımcıları devlet tarafından özel bir biçimde korunmaktadır. Etkili bir güce sahip olan enerji- maden lobisi devlet ve hükümetler nezdinde çıkarları doğrultusunda karar aldırabilmektedir. Yasal mevzuatta istedikleri düzenlemeleri yaptırabilmektedirler.

 

• Diğer sektörlere karşı mücadeleyi işbirliği içinde sürdürebilmektedirler. Özellikle tarım kesimine karşı faaliyetlerinde sonuçları hep lehlerine çevirebilmektedirler.

 

• Tarım, çevre, su toprak ile ilgili yasaların ihlallerde DİĞER SEKTÖRLERE GÖRE en az oranda takibata ve cezaya uğramaktadırlar. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.