Küresel ısınma nedeniyle yağışlarda da beklenmeyen sonuçlar meydana gelirken, bu değişiklikler tarımı doğrudan etkilemiştir. 2010 yılı yağışları daha önceki yıllar ortalamasına göre yüzde 13 azalmıştır. Yine aynı yıl içinde fırtınalarda yüzde 37,kuvvetli yağış ve sellerde yüzde 18 dolu da ise yüzde 1 9 artış olmuştur.
2011 yılında Ekim ayında gerçekleşen aşırı yağışlar Akdeniz ve Ege bölgelerinin bazı bölümlerini etkisi altına almış, can kayıplarının yanı sıra ekili alanlarda, seralarda ve hayvan yetiştirme bölgelerinde önemli zararlara neden olmuştur.
2012 yılında fırtına ve hortumlar tarıma önemli ölçüde zarar vermişlerdir. Ege Bölgesinde meydana gelen aşırı yağışlar ve sonrasında meydana gelen taşkınlar sonucunda tarım arazileri sular altında kalmış, hasat yapılmakta olan narenciye arazileri sular altında kalmıştır.
2013 yılında özellikle Ocak-Mart aylarında kar ve fırtına yaygın görülürken, Nisan ve Mayıs aylarında fırtına ve dolu tarımı olumsuz etkilemiştir.
Türkiye Ziraat Odaları Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ın sık sık dile getirdiği gibi 2014 yılı tarımsal afetler bakımından en vahim yıl olarak yaşanmıştır.
2014 yılı ortalama sıcaklıkla bakımından 14,9 C0 ile 1981-2010 yıllarının ortalamasının 1,4 C0 üzerinde gerçekleşirken Türkiye yağış ortalaması da 679 mm. olmuştur. Uzun yıllar Türkiye yağış ortalamasının 646 mm. Olduğundan hareket edersek normal yağış ortalamasının yüzde 5’inden fazla yağız gerçekleştiğini görürüz. Ancak yağışlar fazla olmasına rağmen 2013-Ekim ile 2014 Ocak arasında ekim mevsiminde yağışların gerçekleşmemiş olması hububatta verim düşüklüğüne ve ürün gelişiminin düzensiz olmasına neden olmuştur.
Aynı yılın Ocak-Şubat aylarında hava sıcaklıklarının normalin üzerinde seyretmesi üzerine, erken çiçeklenme oluşmuş, Mart ayı sonunda don olayı meydana gelmiş, bazı bölgelerde ısı -18’lere kadar düşmüştür. Isının bu dereceye düşmesi sonucu kayısı, çay, ayva, vişne, badem, kiraz, armut, elma, üzüm, ceviz, erik gibi pek çok ürün dondan zarar görmüştür.
Yine Haziran ayında gerçekleşen aşırı yağışlar çok geniş bir alanda tarımı olumsuz etkilemiştir.
2015 yılı meteorolojik şartları daha ağır geçmiştir. Ocak ve Şubat aylarında çiçek açan meyve ağaçları, Mart aylında meydana gelen donlarla çiçeklerini tamamen kaybetmişken, Nisan ayında meydana gelen don ise ikinci kez filiz verebilen, başta üzüm olmak üzere, meyveleri neredeyse yüzde 80’ler düzeyinde etkileyerek ürün alınamaz hale getirmiştir. Don dolayısıyla geç uyanan incir dışında tüm meyveler verimsiz duruma düşmüştür.
2015 yılı Haziran ayında ise Sarıgöl, Alaşehir başta olmak üzere don nedeniyle yaklaşık 70 bin dekar alandan üzüm elde edinilemeyecek durum ortaya çıkmıştır.
Mart ayı sonlarında Büyük Menderes’te meydana gelen taşkınlardan Buharkent’ten Didim’e kadar tüm vadi olumsuz etkilenmiş, yonca, bezelye, hububat, domates, salatalık, biber, patlıcan alanları sular altında kalarak bitkiler çürümeye terk edilmiştir.
Kısacası 2015 yılında da meydana gelen taşkın, don ve dolu üreticiyi üzmüş ve çaresiz duruma düşürmüştür.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.