Takip Et

TARIMSAL DESTEKLERİN REKABETE ETKİSİ

Türk tarımının ayakta kalması,aynı üretimi yapan diğer ve rakip ülke üreticileri ile rekabet edebilmesi için “adam akıllı” desteklere mutlaka ihtiyacı vardır.Ancak şu anda izlenen destekleme politikalarına değil.Çünkü şu anda izlenen tarımsal destekleme politkaları amaçsız,hedefsiz plansız ve programsızdır.

“Türkiye’nin tarım sektörü ağırlıklı olarak küçük aile işletmesi şeklinde faaliyet göstermesi, tarımsal üretimin küçük ve parçalı alanlarda gerçekleştirilmesi, doğa koşullarına bağlı ve üretimin kesikli olması; ürün fiyat mekanizmasında ve tarım kesiminde yer alan nüfusun gelirlerinde istikrarsızlık yaratmaktadır. Bu durum, işletme planlamasında çiftçilerin sorunu olmasının yanında makroekonomik planların yapılmasında da önemli zorluklar yaratmaktadır. “

“Tarım sektörünün bu özellikleri sadece ülkemizde sınırlı olmayıp, gelişmekte olan ekonomiler ile kalkınmış ekonomilere sahip olan ülkeler için de geçerlidir. Bu nedenle birçok ülke tarımına farklı destekleme yöntemleri ile yön vermeye çalışmaktadırlar.”

“ Türkiye’de tarıma yönelik cumhuriyetin ilanından başlayarak günümüze kadar birçok destekleme ve teşvik politikaları uygulanmıştır. Bu politikalar ağırlıklı olarak bitkisel üretime yönelik destekler olup, hayvansal üretime yönelik iç ve dış kaynaklı kredilendirmeye dayanan destekler ağırlıklıdır.”

“ Bu desteklerle, 1990’lı yıllara kadar piyasaya müdahaleci ve korumacı politikalar uygulanmış olup devlet bütçesine olan yükü oldukça fazla olmuştur. Bu tarihten sonra öncelikli olarak destekleme ve teşviklere dâhil edilen ürün sayısı düşürülerek, destekleme fiyatları, dünya ve yurt içi fiyatları göz önünde tutularak belirlenmeye çalışılmıştır. 2001 yılından sonra doğrudan gelir desteği uygulamasına geçilmiş olup, 2009 yılında bu destekleme yönteminden vazgeçilerek alan bazlı desteklemeler ile havza bazlı destekleme yöntemine geçilmiştir.”

“Bağımsız değişkenler Doğrudan Gelir Desteği (DGD), Mazot ve Gübre Desteği (MGD) ile Fark Ödeme Destekleri (FARK) incelenmiştir. Ayrıca, rakip ürün alan ve fiyatları da model içinde analiz edilerek uzun ve kısa dönemdeki etkisi incelendiğinde ve değerlendirildiğinde kısa dönemde fark ödeme destekleri bitkisel üretimde önemli etkiye sahip olduğu, uzun dönemde ise mazot ve gübre desteğinin önemli rol oynayabileceği tahmin edilmiştir.

Elde edilen bu bulgular bir öngörüden ibaret olup ileriki yıllarda daha detaylı incelenmesi zaruridir. Bu konuda yeterli araştırmanın bulunmaması ve arz ile talep açısından ürün elastikiyetlerinin yeterince bilinmemesi verilen desteklerin üretim faaliyetlerine olan rekabet gücünün belirlenmesinde güçlükler yaşanmaktadır.

Bu bakımdan desteklemelerin belli amaçlara hizmet eden özellik ve planlamalar dahilinde yapılması gerekmektedir.

• Desteklemeler beş yıllık süreçler halinde planlanmalıdır.

• Desteklemeler doğrudan üreticiye veya kooperatifler eliyle üreticiye ulaştırılmalıdır.

• Tarım havzaları amaçları yıllık üretimleri( rekolte,iç tüketim,ihracat,stok,ithalat) gibi ekonomik hareketlerin kesin tespitleri doğrultusunda amaçlanan üretim miktarına göre planlanmalı,desteklemeler bu doğultuda yapılmalıdır.

• Üreticinin rakip ülke üreticileri ile rekabetini güçlendirmek için beş yıllık girdi fiyat endeksleri hazırlanmalı ,ön görüyü aşan fiyatlar mevcut desteklere eklenmelidir.

• Rehablite edilmiş tarımsal üretim ve kalkınma kooperatifleri destekleme paydaşı olarak düşünülmelidir.

• Orta vadede piyasa yapıcı ve düzenleyici aktör olarak kooperatifler yasalarla desteklenerek öne çıkarılmalıdır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.