Takip Et

Zeytin ağacının feryadı-6

Jeotermal kaynaklar hakkında yaygın olan inanış, son derece temiz bir enerji kaynağı olduğudur. Acaba doğru mu? Evet, doğru; ancak jeotermal kaynak eğer uygar, çevreye saygılı, insan sağlığına ve hayatına özen gösteren, gelecek kuşakları düşünen, yemyeşil ormanların varlığından mutlu olan, o ormanları ve içinde bulunan ağaçları tek tek hayatın vazgeçilmezi olarak gören bir anlayış tarafından üretim kaynağı olarak görülüyorsa…

Ya bizde? Bizde holdinglerin kasalarına girecek elektrik enerjisinin getirisinden başka bir anlam taşımamaktadır. Hiç kimse ezbere konuştuğumu sanmasın. Peşin hükümlü de değilim. Hiç kimse de enerji üretimine karşı olduğumu ve servet düşmanı olduğumu iddia edemez. Hiç bir kişi, kuruluş, şirket ve holdinge düşmanlığımız da bulunmamaktadır. Bu ülkenin ne kadar dövizinin enerji alımı dışarı gittiğini en iyi bilenlerdenim. Jeotermal enerjinin dünyada en çok israf edilen ülkenin Türkiye olduğunun bilincindeyim. Yasama yetkisi elimde olsa idi ilk çıkaracağım yasa” milli kaynakları koruma “yasası olurdu. Bu kaynakların başında da önce ağaçlar gelirdi, sonra da jeotermal enerji gibi değerli bir zenginlik.

Ağaçlarla jeotermal enerji arasındaki doğrudan ilişki nedir ki bu derece kaygı duymaktayız?

2005-2006 yıllarında yapılan araştırmalara göre jeotermal atıkların toprağa, yer altı ve yer üstü sularına verdikleri zarar kadar ağaca, ormana ve bitki örtüsüne de zarar vermektedir.

Kızıldere Jeotermal Santralı’nın yarı çevresini saran çam ağaçlarının kabuklarından örnekler toplanarak analiz edilmiş ve santralın oluşturduğu çevresel koşullar biyolojik bir varlık üzerinden tanımlanmaya çalışılmıştır. Örneklerde flor ve klor ile nitrat, fosfat ve sülfat konsantrasyonlarına bakılmış, flor ve sülfat konsantrasyonlarının diğerlerine göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ayrıca çam kabuklarında inorganik maddelerde biyoindikatör indeks (maksimum içerik/minimum içerik) hesaplanmış ve lityum, krom, kobalt, bakır, gümüş ve bizmutun çam kabuklarında birikim eğiliminin yüksek olduğu görülmüştür. Kızıldere Jeotermal Sahası’nda çam kabuğu yapısında biriken elementlerin daha çok toprak kökenli olduğu söylenebilir.

Bugün yeni yatırımlarla Aydın bölgesinde en çok dikkatimizi çeken jeotermal santraller çevresinde zeytin sahalarının varlığıdır. Veya jeotermal enerji santralleri zeytin alanlarının çevresine ve içlerine kurulmuş, kurulmaktadır.3573 sayılı Zeytin Koruma Yasasına rağmen.

Bir üst paragrafta çam ağaçlarının yapraklarında biriken flor, klor, nitrat, fosfat, sülfat, lityum, krom, kobalt, bakır, gümüş ve bizmut gibi element ve ağır metallerin zeytin yaprak ve meyvelerinde birikmediğini kim iddia edebilir?

Bu konunun sahibi,üniversiteler, akademisyenler, tıp doktorlarıdır.

Tema, Çevre Mühendisleri Odası, Ziraat Odaları, Ziraat Mühendisleri Odası görev başına… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.