Takip Et

TÜRK TARIMINDA PLANSIZLIKTAN BİR ÖRNEK:GEN HARİTASI

Bence biri birinden önemli iki soru:

 

Türk ekonomisi içinde tarım kadar hor görülen ve ihmal edilen başka bir sektör var mı?

 

Dünyada Türk politikacısı ve bürokratı kadar tarımın önemini kavrayamamış başka bir kesim var mı?

 

Bu soruların cevabından önce mevcut hal-i perişanımızı ortaya koyalım.

 

Yer yüzünde kendisini “gelişmiş” veya “gelişmekte” olarak tanımlayan ülkeler arasında tarım planlaması bizim kadar ilkel bir ülke bulunmamaktadır.

 

Pek çok sektörün kendi iç kontrolü ile yazılı ve yazılı olmayan kuralları mevcut iken maalesef Türk tarımının “ürün planlaması” denilen en önemli ayağı bulunmamaktadır.İsteyen herhangi bir şahıs veya kurum Erzurum’da tropikal bitki,Diyarbakır’da çay yetiştirmek istese hiçbir engelle karşılaşmaz.

 

Halbuki bırakın bitki çeşidini batı ülkelerinde herhangi bir kişi ve kurumun tarıma yatırım yapabilmesi için yazılı olan veya olmayan pek çok kurala bağlanma ve yma zorunluluğu bulunmaktadır.

 

Hollanda’da kooperatifin izni olmaksızın süt sığırcılığına başlayamazsınız.Fransa’da herhangi şaraplık bir üzüm bölgesinde başka çeşit bir şaraplık bir üzüm bağı oluşturamazsınız.Bu konuda yazılı bir yasa olmamasına rağmen.

 

Üretici girdi fiyatlarının yüksekliği, ürün desteklemelerinin “komik”liği ve ürünün satış değeri yerlerde olduğundan dolayı artık ne ekip biçeceğini bilemez durumdadır.Hele hele şu kuraklıkta…

 

Ülkenin en önemli sorunlarının başında “Türkiye, tarımdaki yanlış politikalar sonucunda tarım ülkesi olmaktan çıkmış, ihraç eden ülke konumundan ithal eden ülke konumuna düşmüştür.” Konusu gelmektedir.

 

Türk tarımında birçok sorunun yanında, çok önemli bir sorun olarak karşımıza çıkan ve bir an önce çözüm bekleyen bir konu da Türkiye’nin bitkisel genetik kaynaklar haritasının çıkarılmasıdır.Ve bu alanda çok geç kalınmıştır.

 

“Bitki genetik kaynak haritasının çıkarılması, Türkiye’de yetişen bitkilerin ana vatanları ve yetişme yerlerini belirleyecektir. Böylece yabani bitki türlerinin yetiştiği bölgelerde kültür çeşitlerinin de yetiştirilebileceği bilgisi ile hangi bölgede hangi tür veya çeşidin yetiştirilebileceği tespit edilmiş olacaktır.”

 

“Bölgesel ürün çeşitliliği ve alternatifleriyle birlikte üretim desenini de ortaya koyacaktır. Geniş alanlardaki tek kültürlü üretimlere de son verilecektir. Yetiştiricilikte çeşitlilik artırılacaktır. Böylece ülkemizde tür ve çeşitlerle yapılan üretim, bu üretimin iç piyasa ihtiyacı, üretimin planlanması ve ihracat durumu da belirlenmiş olacaktır.”

 

“ Ülkemizle birlikte dünyadaki diğer üretici ülkelerin durumu da ortaya konarak, pazar durumları, rekabet gücü ve tüketici talepleri doğrultusunda dünya ölçeğinde politikalar oluşturulabilecektir. Türkiye’nin bitkisel genetik kaynak haritası yanında ülkesel risk haritaları da oluşturulmalıdır. “

 

“Bu risk haritaları hastalık riski, kuraklık riski, erozyon riski, toprak riski vb. gibi risk haritalarıdır. Bu haritaların çıkarılması bilimsel metotlarla ve disiplinler arasında uzaktan algılama, coğrafi bilgi sistemleri metodu ile teferruatlı olarak yapılarak tamamlanmalıdır. Ülkesel ölçekte belirlenecek bitki çeşitliliği sonucunda bitkilerin su ihtiyaçları, sulanabilir tarım alanları ve mevcut kullanılabilir su varlığı da dikkate alınarak tarımsal kuraklığa karşı planlamalar doğrultusunda su, sulama sistemleri, tarımsal kuraklık ve tarımsal üretimin tüm boyutları ile birlikte düşünülerek tarım politikaları oluşturulabilecektir. Bitkisel genetik kaynak haritalarının çıkarılmasıyla gerçek bölgelerinde ve katma değeri yüksek bitkilerle yapılacak modern yetiştiricilik sayesinde Türk çiftçisinin sosyo-ekonomik durumları iyileştirilecektir. Üreticiler eğitim ve sağlık hizmetlerini de yaşadığı yerlerde alabileceklerdir.”

Kaynak:İ.H Kalyoncu,M.Aydın,M.Yılmaz (NAİM ÖZDAMAR-DENGE YAZAR VE BUHARKENT MUHABİRİ)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.