Takip Et

ÖRTÜ ALTI ÜRETİMDE FİYAT SORUNU

Yeryüzünde hemen her olayın neden-sonuç ilişkisi içerisinde sözlü veya yazılı kuralları bulunur.Ancak ülkemiz istisnalar sınıfında yer alır. Hele hele konu tarım ve tarım ürünleri fiyatları ise hiçbir insani ve bilimsel kural geçerli değildir.Ticaretin kurallarının uymadığı tek sektör de tarımdır.

Ticarette tükretim,ihracat,arz-talep dengesi,ithalat gibi ürünler bir malın fiyatında etkili olurken,iş üretici/çiftçi elinde tarım ürünü veya gıda var iken işe yaramaz.Çünkü işin içerisinde tüccar,aracı,tefeci,market,toptancı hal esnafı,pazarcı gibi hakkı ve yetkisi olmadığı halde ürünün fiyatını belirleyen aktörler yer almaktadır.

Ülkemizde tüccarın önemli bir kesimini bir kenara koymak gerekir.Dürüst tüccarı istisna tutarak iddia ediyorum ki pek çok tüccarın çiftçiye dostluğu çiftçinin ürünü kantarına girene kadar sürmektedir.

”Tüccarın Fiyat Kırma Taktikleri” adlı ansiklopediyi yazmama az kaldı(!).

Yukarıdaki pazarlama aktörleri içerisinde Akdeniz sahilinde yer alan komisyoncuları ayrı bir yere koymak gerekir.Diğer bölgelerde yer alan ve tüm kazancını üreticiden çıkarmaya çalışan egoist komisyoncu kesiminden farklı olarak,Akdeniz sahilindeki komisyoncu dostlarımızın çok önemli bir bölümü üreticiyi finanse etmekte,girdilerini temin etmekte,ürünlerinin pazarlanmasında süreklilik sağlamaya çalışmaktadırlar.Her ne kadar bazı hata ve kusurları olsa da,piyasa yapıcılıkta üreticiden yana yeterince etkili olamasalar da kendileri büyük oranda “teşekkür” ü hak etmektedirler.

Gelelim konumuza:Sera (Örtüaltı) üretim henüz daha başlarda sayılır.Ancak fiyatlar yerlerde sürünmekte.

Örtüaltı üretimde ana üretim dalı olarak domatesi işaretleyebiliriz.Diğer ürünlerin de hakkını vermek gerekir.

Rusya örtüaltı üretimin en önemli ve büyük pazarı.Rusya ile Türkiye arasındaki “uçak düşürme “ krizi sonrası Türkiye ne yaptıysa da ticari ilişkileri kendi lehine çeviremedi.Özellikle sera ürünleri ile ilgili kotayı kaldıramadı.50 bin ton domates kotası 100 bin tona çıktı fakat çözüm değil.Tamamen kaldırılmalı.

Sayın Ali Uçak’ın bir Tv kanalında ifade ettiği gibi “S-400 leri Rusya’dan satın alan Türkiye’nin domates kotasını kaldıramaması kendi ticari yeteneksizliği ve ayıbıdır.”

Fiyatlara gelince iki gün önce domates Kumluca Toptancı halinde 1,70 Kuruş idi.Tepki ve sıkıntıların kamuoyuna aktarılması ile 2,20 Kuruşa kadar yükseldi.Ancak üretici hala zararda .Çünkü üreticinin evine ekmek götürmesi,girdilerini karşılaması ve gelecek sezona borçsuz ve başı dik girmesi için domates fiyatları en az 3,50 Tl. olmalıdır.

Sakın bana, tüketici bu domatesi kaça yiyecek, diye sorayın.Üreticiye ise hiç sormayın. Sorunuzun muhattabı tüketiciye domatesi 8-10 TL’ye yediren aracı,tefeci,marketler ve tüccarlardır.

Diğer örtüaltı ürünlerinin az daha yüksek fiyatta olmasını hiç tartışmayalım. Acı ve kıl biber,fasulye,kapya,Macar Çarli,cin biber,oval patlıcan gibi çeşitler mevsim etkilerinden çok fazla etkilenmekte,rekolteleri düşmektedir.

Bana tüketiciyi de düşün demeyiniz.Tüketiciyi düşünecek olan devlet,yerel yönetimler (belediyeler) ve politikacılardır.

Üretici ile alıcı arasına kooperatif ve üretici birliklerinin yer almadığı,tüccar ve diğer alıcıların üretici ile yüz yüze geldiği bu sistemde hep “kazıklanan” üretici olacaktır.

Bu böyle sürer gider mi?Hayır birilerinin son seçimlerden ders alması,Akdeniz sahilindeki büyük şehir belediyelerini niye kaybettiklerinin hesabını yapması gerekir.Üretici haklı olarak burnundan solumakta.Eğer inceden inceye düşünmeye başlarsa ve çözüm üretme gayretine girerse vay politkacıların haline… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.