Takip Et

TARIMDA GİRDİ FİYATLARININ SEYRİ VE DÖVİZ KURLARI ETKİSİ

Bu yazı dizisi boyunca 2.Milli Tarım Şurası sonuç bildirileri kaynağından yararlanacağız.

Son iki yılın Türk tarımı açısından en önemli sorunlarının başında dövizle ilişkili olarak-tarım girdilerinin büyük bir bölümünün ithal ürün olmasından dolayı-% 800’lere varan fiyat artışları gelmektedir.

Her ne kadar tarım ürünleri ve gıdaların fiyatlarındaki anormal artışlar üreticiden değil, pazarlama aktörlerinden kaynaklanmakta olmakta ise de bu sonuç tüketici fiyatlarına yansımakta,yüketiciyi sağlıklı beslenemez duruma düşürmektedir.

“Tarımsal ürün arzında yaşanan üretim dalgalanmaları: iklim değişikliği, doğal koşulların belirsizliği, tarım arazilerinin küçük ve parçalı olması, yeterli sermaye birikiminin olmaması, üretim planlamasının yapılmamasından dolayı ortaya çıkan arz-talep dengesizliği, tarımsal üretimin geleneksel yöntemlerle yapılmasının bir sonucudur.

Tüm bu faktörlerin yanı sıra kur hareketlerine sektörün duyarlılığı, tarımsal fiyat istikrarının bozulması, genel ekonomi açısından özellikle fiyatlar genel düzeyini olumsuz etkilemektedir. Diğer bir deyişle yurt dışı gıda fiyatları son on yılın en düşük seviyesindeyken ulusal gıda fiyatlarındaki olağan üstü artışlar ulusal gıda fiyatlarının, yurt dışı gıda fiyatlarından ayrışmasına yol açmıştır.

Bu durumun tamamı kur hareketlerinin bir yansıması olarak değerlendirilmelidir. Türk tarımı izlenmekte olan serbest kur politikasının doğrudan etkisi altında olmasının yanı sıra maliyet ve üretim yetersizliğinden kaynaklanan sorunlara çözüm bulmak amacıyla uygulanan serbest ithalat politikasından da doğrudan etkilenmektedir. Serbest ithalat politikası tarım sektörünü üretim ve üretici açısından olumsuz etkilemektedir. Tarımda kur hareketleri sektörün zarar görmesini önleyecek, sektörün gelişimine engel olmayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.”

“Türk tarım sektöründe kur hareketliliğinin tohum, gübre, enerji gibi temel tarımsal girdilerde sebep olduğu maliyet artışı sektörün kârlılığını azaltmakta ve dış dünyaya karşı rekabet avantajını da minimize etmektedir.

Tarımsal üretimde temel girdi olan yem, tohum, gübre, mücadele ilacı, mazot vb. temel girdilerin yanı sıra traktör gibi temel teknik araç ve gereçlerin bir kısmının ithal edilmesi sonucunda da kurdaki hareketlilikler maliyetin artmasına neden olmakta dolayısıyla üretimi olumsuz yönde etkilenmektedir.

Daha hasat elde edilmeden kur hareketinden kaynaklanan maliyet artışı tarımın gelişimine ve sürdürülebilirliğine engel olmakta, genel ekonomi bağlamında da enflasyonist baskı yaratmaktadır. İklim değişikliği ve serbest piyasa koşullarının etkilerine, kurdan kaynaklanan maliyet artışları da eklenince tarımsal büyüme oldukça düşük olmaktadır.

Tarımsal büyüme oranının düşük olması istihdam artışını olumsuz yönde etkilemektedir. Maliyetlerin yüksek olması nedeniyle tarımsal faaliyetlerde bulunan kişiler üretime yönelik bazı tedbirler almak durumundadır.

İlerideki başlıklarda değinilecek olan göç olgusu nedeniyle yaratılan iş gücü üretici açısından maliyetleri düşürürken; tarımsal istihdam piyasasındaki ücret oluşumunun olumsuz etkilenmesine ve piyasanın yapısal özelliklerinin zarar görmesine neden olmaktadır.

Ayrıca tarımsal istihdamın kayıt dışı özellikler taşıması ve iş gücü hareketliliğinin kontrol edilememesi nedeniyle diğer sektörler de genel olarak olumsuz etkilenmektedir. İstihdamın döviz kurundaki dalgalanmalardan en az şekilde etkilenmesini ve iş gücü piyasalarının da düzenlenmesine katkı sağlayacak birkaç tedbir bulunmaktadır. Öncelikle sektörde kullanılan temel girdilerin yurt içi üretiminin desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerekmektedir. Böylece ulusal kaynaklar kullanılarak üretilen girdiler tarımsal üretimde maliyetleri azaltıcı rol oynayacak ve tarım sektöründe nitelikli iş gücünün istihdamına olanak sağlayacaktır. Ayrıca üreticinin azalan temel girdi maliyetleri karşısında iş gücünün ücret karşılığı kendiliğinden dengeye gelecektir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.