Takip Et

TARIMDA VERİMLİLİK

Ülke kalkınmasının temel sektörü-kim başka neyi iddia ederse etsin- tarımdır. Herhangi bir sektörün temel sektör özelliğini kazanabilmesi için öncelikle en temel ihtiyaca cevap vermesi gerekmektedir. En temel ihtiyaç da beslenme veya diğer deyimi ile gıda teminidir.

20.ve 21. Yüzyıllarda kapitalizmin oluşturduğu ve dönüştürdüğü toplumlar kapitalist ve uluslararası kapitalizmin üretim biçimine ve ticari yapısına göre şekillendirilmiştir.

Günümüz insanının ihtiyaç duyduğu enerji,konut,turizm,inşaat,ulaşım,maden,imalat sektörleri mutlaka bulunmalı ve yüksek teknolojilere sahip olmalıdırlar.Ancak bunlarsız da bir dönem insanoğlu hayatını sürdürebilir.Tarımsız ve gıdasız insanlığın var olma süresi 10 ile 45 gün arasındadır.

O halde tarım başat sektör olmalı ve tarımda da verimlilik ilk plana çıkmalıdır.Tarım sektöründe bulunanlar,tüm millet ve tüm insanlık için…

Ancak verimlilik konusunda ülkemiz hala-bazı istisnalar dışında- gelişmiş batı ülkelerinin verimlerinin en az kırk yıl gerisinden gelmektedir.

Bunun da ilk ve başlıca nedeni devletin tarıma bakışı,tarıma verdiği önemin derecesidir.

Sorun yapısaldır.

Yapısal açıdan verimlilik ele alındığında ,iki tür tarımsal yapının mevcut olduğu söylenebilir. Bir tarafta gelişmiş ülkelerin hayli etkin,üretken ve sağlam teknik ve finansal temellere oturmuş bir tarımsal yapıya sahip olduklarını görmekteyiz.

Batı ülkelerinde yüksek bir üretim kapasitesi ve sektör mensubu başına yüksek hâsıla özellikleri taşıyan bu yapı, bütün ulusu besleyecek kadar üretimin kolayca yapılmasının yollarını açmıştır.Ayrıca milli ekonomiye yüksek derecede katkı vermektedirler.

Öte yandan bizim gibi gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerin etkinsiz ve düşük verimli tarımsal yapıları, ulusun geri kalanını beslemek bir tarafa kırsal nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar bile üretim yapamamaktadır.Bu da devletleri enflasyonla mücadele için ithalata zorlamaktadır.Devlet içinde yuvalanmış ithalat lobilerinin küçük bir çabayla oluşturdukları ithalat süreci de tarım sektörünü ve Türk çiftçisini olumsuz etkilemektedir.

Uzmanlaşmış tarımda pazarlanabilir bir fazlayla birlikte aile için gıda üretimi temel hedef olmaktan çıkmıştır. Günümüzde kâr oranı ve miktarı tarımsal verimliliğin temel başarı ölçüsüdür.

Her türlü teknik kullanılarak ve doğal kaynaklardan birim başına en yüksek verimi elde etmek birincil hedefdir. Üretim piyasa için yapılır ve daha fazla üretimin ve verimliliğin belirleyicileri sermaye birikimi, teknolojik ilerleme ve bilimsel araştırma ve geliştirmedir.

Verimde başarılı olmanın temelinde de aile işletmeciliği yatar. Yoksa tarımın ve tarımsal üretimin kâr dışında amacı olmayan ne idiğü belirsiz şirketlere bırakılmasında değil.

Tarımda aile işletmeleri dünyadaki tüm tarımsal işletmelerin yaklaşık %98’ini oluşturmakta ve tarımsal üretimin %56’sını gerçekleştirmektedir. Türkiye’de de tarımsal üretimin ana kaynağını aile işletmeleri oluşturmakta ve 3 milyon işletmede yaklaşık 5.5-6 milyon kişiye istihdam imkanı sağlanmaktadır.

Devletin bakış açısı değişmeli,şirket aşkı bitmeli,tarım sektörü ve dolayısıyla tarımsal üretim Türk çiftçi ailesine bırakılmalıdır.

Şirketlere destek denenmiş,başarısız olmuştur.Desteği hak eden doğru taraf Türk çiftçi ailesidir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.