Takip Et

TARIMDA RİSK FAKTÖRÜ VE DESTEKLEMELER

Tüm dünyada olduğu gibi bizde de tarım sektörünün doğal koşullara, iklim şartlarına bağlı olması, riski ve üretici de gelecek açısından belirsizliği ortaya çıkarmaktadır.

Türk tarımının politikaları açısında en önemli risklerinden birisi de devletin üretilen ürünün fiyat oluşumuna karışmamak ve etki etmeme yönündeki eğilimidir ki bunun da “bırakınızcı” bir politika anlayışına yol açtığı ortadadır.

Sonucu olarak da tarım, diğer sektörler karşısında ezilen bir sektör olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer sektörlerin lobilerinin güçlü olması tarım aleyhine yasaların çıkarılmasını mümkün kılmaktadır.

Sonucu olarak da başta tarım arazileri olmak üzere pek çok tarımsal varlık diğer sektörlerin çıkarlarına “kurban” edilmektedir.

Özellikle maden, enerji ve inşaat sektörlerinin tarım aleyhine genişlemeleri uzun vadede aç ve gıda ithal eden bir ülke durumuna düşmemize yol açacaktır.

Yapılması gereken tarım varlıklarının korunması le ilgili kesin ve tavizsiz yasaların çıkarılmasıdır. Bu da yetmez; tarım varlıkları ve arazileri ile ilgili yasadışı müdahaleler hapis ile cezalandırılmadıkça bu sorunun önüne geçilemez.

Tarımın arz ve talep dengesinin değişken olması ve üretim periyodunun diğer sektörlere göre uzunluğu, tarımsal desteklemeleri ve tarıma dayalı sanayilere yönelişi gündeme getirmektedir.

Tarımı çıkmazdan korumanını diğer bir yolu tarımsal desteklemelerin sürdürülebilir ve günün gerçeklerine uygun olmasıdır.

Özellikle ABD ve AB ülkelerinde arım sektörünün özelliği gereği desteklemeye muhtaç olması gerçeği kabul edilerek, en üst düzeyde çeşitli destekleme ve koruma tedbirleri uygulanmaktadır.

Özellikle, 1980’lerden sonra, değişen ticari ve endüstriyel şartlar yeni fırsatları yaratırken, tarım ve gıda sektöründe farklı yaklaşımlar ve reformların uygulanması gerekliliğini gündeme gelmiştir.

Eski ve mevcut politikaların etkinliğini yitirmesi nedeniyle, içinde bulunduğumuz küreselleşme sürecinde Dünya Bankasının liberalleşme politikaları ve Dünya Ticaret Örgütü kuralları karşısında zorlanmakta ve uyumu güçleştirmektedir.

Bu da Türk çiftçisinin uluslararası rekabetini zorlaştırmaktadır.

Türkiye’nin Tarım Reformları çerçevesinde değişerek, ülkelerin önemli ürünlerde kendine yeterli olma politikaları yanında karşılaştırmalı üstünlüğe sahip ürünleri yetiştirmesi ve piyasa fiyatlarına hassasiyeti artırıcı politikaların benimsenmesi gerekmektedir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.