Takip Et

Zeytin ağacının feryadı-16

Dünkü yazımızda Aydın zeytini ve zeytinciliğinin yanı sıra tüm Aydın tarımına zarar vermeye başlayan jeotermal faaliyetlerle ilgili Aydın üreticisine düşen görevleri yazmaya başlamıştık. Kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Üreticiler bilmelidirler ki tarım alanlarının ortasına çakılan her jeotermal sondaj kuyusu çevreye ve tarıma ilk sondaj faaliyetinden itibaren zarar vermektedir.

5686 saylı yasa çevreye verilebilecek zararlar konusunda kısıtlama ve yasaklamalar getirmiştir. Her çevre zararı için alınacak tedbirler-yetersiz ve cezai müeyyideleri az ve etkisiz olsa da-bellidir; kesindir. Jeotermal enerji şirketleri bu yasak ve kısıtlamalara uymak zorundadırlar.

Yollarda toz üretmezler, sondaj kuyusunu kazarken yanına açtıkları atık havuzlarında yer alan polimerler yer altı suları ve tarım toprakları için son derece zararlıdır. Toprağa karışması suç teşkil etmektedir. Mebran adı verilen plastik örtülerle bu kimyasal atıkların toprağa karışması önlenmelidir. Jeotermal şirketleri genellikle bu zararlı atıkları, iş makineleri ile oldukları yerde örterek daha ileri derecede kirlenmeye neden olmaktadırlar.

Jeotermal imtiyaz sahibi şirketler işlerine geldiği gibi sondaj kuyularını açarak atmosferi, toprakları, yer altı sularını kirletemezler. Sondaj kuyularından üretilen kirli, kimyasallar, bor, ağır metal ve tarım topraklarına zararlı maddeleri içeren sıvıları derelere ve dolayısıyla Büyük Menderes’e boşaltamazlar.

Atmosfere salınan buhar ve gazlar amonyum, sodyum, potasyum, magnezyum, demir, aliminyum, klorür, brumür, florür, sülfat, nitrat, hidrofosfat, bikarbonat, hidroasenat(arsenik)bor, kükürtdioksit, kükürtlü hidrojen gibi pek çok zararlı maddeler içermektedir. Bu maddelerin neredeyse tamamı insan, hayvan, bitki sağlığı için zararlıdır.

Jeotermal buhar içinde yoğun oranda radyoaktif bir gaz olan radon gazı bulunmaktadır. Atom bombasının ana maddesi olan uranyumun değişik bir şekli olan radon gazı radyoaktif ışıma ve radyasyon yaymakta olup insan sağlığı için son derece zararlıdır. Bu gaza maruz kalan insanların akciğer kanseri olmaları kaçınılmaz olduğu gibi gelecek nesillerin DNA’ları da bozularak sakat ve sağlıksız nesillerin doğması da mukadderdir.

Arsenik, jeotermal buhar ve sularında çokça bulunan arsenik zehrinin ta kendisidir. Yer altı içme sularını kirletmektedir.

Bor ise tarım için en zararlı maddelerden birisi olup hemen hemen tüm bitkiler için değişik derecelerde kurumalara neden olmaktadır.2007 yılı kuraklığında Koçarlı ve İncirliova’da hububat tarlaları yoğun jeotermal atık sular içeren Büyük Menderes suları ile sulandığı için neredeyse tamamı kurumuştu.

Jeotermal akışkanlar yüksek oranda sodyum bikarbonat içermekte olup, bu madde de esasta bir tuz bileşiğidir. Tarım topraklarının verimsizleşmesinin başlıca nedenlerindendir.

Jeotermal sondaj buharları çevrede bulunan ormanlara zehir etkisi yapmakta ve ormanların yok olmasına neden olmaktadırlar.

Üreticilerimiz bu hallerde şikayetlerini İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne, Kaymakamlıklara, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine yapmalıdırlar. Ayrıca Büyük Menderes’ten sorumlu kamu kuruluşu DSİ olup, üreticilerimiz Büyük Menderes’in jeotermal şirketlerce atıkların boşaltılması durumunda başvurularını DSİ 21. Bölge Müdürlüğüne yapmalıdırlar.

Tarımın ve tarım topraklarının sahibi öncelikle Türk çiftçisi olup kendi öz varlığını kendisi korumalıdır. Çevrenin ve doğanın korunması görevi ise tüm insanlığın asli görevidir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.