Takip Et

İlk Çağlarda İncir-2

Dünyanın ilk deniz ticaret yolları doğu ve orta Akdeniz’de yer almakta idi. Akdeniz’in denizci kavimleri olan Kartaca, Roma, Fenike, İyon, Mısır, Sicilya, Yunan kıta ve ada devletleri arasında daha Antik Çağda çeşitli ürünlerin ticareti yapılmakta idi. Bunların en önemlileri şarap, zeytinyağı, yün, bal, değişik meyveler ve aralarında kuru incir. Eldeki tarihi kayıtlardan incir ticaretinin M.Ö 5. ve 6. yüzyıllara kadar uzandığını görmekteyiz. Çok az ağacı bulunan Kıta Yunanistan’ında incir diğer meyvelere göre daha önemli idi. Bunun için de Yunan ticareti ve ekonomisi içinde incir önemli yer tutmakta idi.

İncir kültürü ilk olarak Yunanistan’dan, Akdeniz’in kuzeyi ile Akdeniz kıyılarına kadar yayıldı. Daha sonra Güney İtalya’ya kadar uzandığını Roma kaynaklarından öğreniyoruz. İncir, Roma mitolojisinde İ.Ö 800 gibi erken bir dönemde yer almaya başladı. (9)

Aslında Ege göçleriyle Batı Anadolu’dan İtalya’ya geçen Etrüskler, zeytincilik, bağcılık (incircilik de dâhil) gibi bahçe kültürünü İtalyan yarımadasına sokmuşlardır. Bunu Etrüsk duvar resimlerindeki ziyafet resimlerinde bulunan incir meyvesi tasvirlerinden çıkarabiliriz. Bu nedenlerden dolayı günümüzde de İtalya’da mevcut olan incir kültürü çok eskilere dayanmaktadır. Bu yüzden de Roma’da incir ağacı kutsal sayılmaktadır ve incir ağacının kutsallığı, Roma inançlarında, totemik bir kalıntı olarak çok eskilere kadar gitmektedir. Batı Anadolu’dan İtalya’ya geçen Etrüskler incir kültürüne sahiptir ve Roma’yı da etkilemeleri doğaldır. (10)

Roma’nın en tanınmış efsanelerinden olan Romus ve Romulus’ta da incir öğesine rastlamaktayız.

İncir, Latin mitolojisinde önemli rol oynar ve buna güzel bir örnek olarak incir ağacı kültünü Roma’nın kuruluş efsanesinde görmekteyiz. Romulus ve Remus Roma’nın kurucuları olarak kabul edilir ve yeni doğum yapan Rea Silvia, amcaları Amulius’un zulmünden kurtulması için bu ikiz kardeşleri bir sepet içinde Tiberius nehrine bırakır. (11)

Çocukların bırakıldığı sırada yağmur sularıyla yükselmiş olan Tiberius Nehri sularının çekilmesiyle birden sığlaşıverdi. Çocukların sepetini de “Ruminalis” adı verilen bir incir ağacının altına bıraktı. Bu ikiz kardeşler dişi bir kurt tarafından bulunur ve bu dişi kurt tarafından emzirilir. Daha sonra bu çocuklar büyür, amcalarını alt ederler ve Romulus ölümsüz şehir (Roma aeterna) Roma’yı kurar. Zorluklar içinde büyüyen bu kardeşler dünya tarihine geçecek olan güçlü Roma imparatorluğu’nun da kurucusu sayılırlar. Bu yüzden Ovidius’un bahsettiğine göre incir, Romalılarda çok kutsal sayılırdı ve Romalılar incir ağacının altında bu olayı temsili olarak canlandırmak için yılın ilk günü kutlamalar yaparlardı. (12)

Roma döneminde ise Büyük Menderes vadisinin bir meyve üretim merkezi olduğu gerçeği mevcuttur. Bu dönemde limon, portakal, zeytin, üzümün yanı sıra vadi boyunca çok fazla miktarda incir yetiştirilmekte idi. Balat, Efes, Kuşadası ve Foça limanlarından vadinin tarım ürünleri Akdeniz ve Avrupa limanlarına taşınmakta idi. Denizli'den (Laoidikya) başlayan Büyük Menderes kara ticaret yolunun incir bahçelerinden hemen yanından geçerken bu yolla incirin özellikle Efes olmak üzere bu limanlara taşınmaması düşünülemez.

Bizans döneminde ise Doğu Akdeniz ve Ege ticaretinde Venediklilerin etkili olduğunu görmekteyiz. İstanbul’un ihtiyacı olan her çeşit ürün Venedikliler tarafından başkente taşınmakta idi.

Pagan dinlerinde nasıl bir incir kültü varsa aynı canlı incir kültünü semavi dinlerde de görebiliriz. Dört ilahi kitabın da Ortadoğu kaynaklı olması Ortadoğu’da yetişen zeytin, üzüm ve incir gibi meyvelerin bu dinlerde daha fazla yer almasına neden olmuştur. Çevre tasvirlerinde, olayların akışının içinde veya dinsel bir anlam çıkarılması gereken ayetlerde incir ağacını ve meyvesini görmekteyiz. Tevrat, Zebur, İncil ve Kuran’da ayetlerin içinde ve en önemlisi insanların zihninde kutsal bir meyve olarak incir yer almıştır. Aynı zamanda kutsal kitapta olmayıp da dini bir anlam taşıyan hikâyelerde veya menkıbelerde de incir ağacı ve meyvesi kıssadan hisse çıkarılması gereken bir anlamda kullanılmıştır. Zeytin, üzüm ve incir gibi kutsal meyvelerin yetiştiği topraklar inananlar tarafından kutsal olarak sayılmış, kimi dinsel gruplar buraları vaad edilmiş topraklar olarak görmüş, kimi gruplar bu toprakları kendine hak olarak bilerek savaşmak istemiş bu yüzden tarihler boyunca kutsal savaşlar çıkmıştır. (13) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.