Takip Et

ÇİFTÇİ ODAKLI ÜRETİM

Türk ekonomisinin hassas bir yapıya sahip olması ve kırılganlık özelliği nedeniyle orta ve uzun dönemli ekonomik planlamaların “günübirlik” çözümlere dönüşmüş olması,tüm ekonomiyi olduğu gibi tarımı da olumsuz etkilemekte,üretici kitlesini de kararsız bir topluluk haline getirmektedir.

 

Konomi ve tarım bürokrasisinin amaç tespitinde yaptığı hata ve yanışlar tarımsal üretim modelinin biçiminin sık sık değişmesinde neden olmaktadır.Diğer sektörlerin ve lobilerinin güçlü siyasi manevraları ekonomik ataklara dönüşerek tarımsal yönetimin hedefinden çok bu kesimlerin çıkarlarına hizmet eder hale gelmektedir.

 

Aile çiftçileri, aynı zamanda dünyadaki gıda üretiminin yüzde 80’ini de gerçekleştiriyorlar, dolayısıyla dünyanın tarımsal kaynaklarının birincil sorumlusudurlar.

 

Bu gerçek ortada dururken Türk devletinin bürokrasisi ve politikacıları genellikle tarımı elzem ve kamu yararı en yüksek sektör olarak değerlendirmemiş, diğer sektörlerin altında bir kesim olarak kabul etmiştir.Bunun yanında tarım ekonomik bir güç olarak düşünülmediğinden dolayı, kendilerinde güçlü bir tarımı koruma güdüsü oluşmamıştır.

 

Tarımın alt yapısı hazırlanmadan,pazarlama sistemiz yerli yerine oturmadan,girdi-satış fiyatı dengesi sağlanmadan,diğer sektörlere karşı çiftçiyi ve başta tarım arazileri olmak üzere tüm tarımsal varlıklarını koruyacak mevzuat vücuda getirilmeden sanayi ve ticareti koruyan adımlar atıldığı için günümüzde “çiftçi odaklı tarım” politikaları ve üretim biçimi hayata geçirilememiştir.

 

Tarım kesimini korumaya yönelik politikaların daha ülke ekonomisi buna hazır değilken terk edilmesine dayanan ve günümüzde de halen ısrarla sürdürülen neo-liberal politikalar sürecinde gerçekleştirilen özelleştirmeler, tarıma yönelik sübvansiyon ve desteklerin kademeli bir şekilde azaltılması, dövize bağlı girdi fiyatlarının sürekli artması, adı ve yapısı sürekli değişen tarımla ilgili bakanlığın yıllardır süregelen ihmalleri, yanlış politikaları ve hatta politikasızlığı; bitkisel ve hayvansal üretimde miktar, verim, kalite sorunları ile iç ve dış pazarlarda rekabet edebilirlik sorunu yaşanmasına yol açmış, üretim planlaması yerine ürün dışalımı yaparak üretimi ve üreticileri cezalandırma uygulamaları yerli üretimi ve üreticiyi olumsuz etkilemiş, büyüyen oligopol yapılar karşısında küçük çiftçi korumasız hale gelmiş, tarımsal üretimde büyük şirketlerin etkisinin artması ve kooperatifçiliğin işlevsel olarak zayıflamasıyla kırsaldaki üretici aile çiftçiliğinden hızla uzaklaşmış, üretici hakkını alamadığı için üretimden vazgeçmiş, başta verimli topraklar olmak üzere doğal kaynaklar hızla talan edilmiş, tüketici sağlıklı ve ucuz gıdaya erişemez olmuştur.

 

ÇÖZÜMLER:

 

• Yapısal sorunların çözülmesi ve verimliliği artırıcı tedbirlerin alınması gerekmektedir.

• Birim alanda verim artırılmalıdır.

• Üretici örgütlenmesi güçlendirilmelidir.

• Az topraklı aile işletmelerinin yeter geliri elde edeceği büyüklükteki araziye sahip olmaları için, verimliliği artırıcı politika ve tedbirlerin alınması önemlidir.

• Tarımla uğraşan ailelerin eğitimi yükseltilmelidir.

• Tarımsal üretim için tehdit oluşturan sorunların giderilmesi gerekmektedir.

• Yeterli sermaye birikimi sağlanmalıdır.

• Aile işletmelerinin rekabet şansı artırılmalıdır.

• Aile işletmelerinin ortak oldukları kooperatifler pozitif ayrımcılığa tabi olmalıdır.

• Aile işletmeleri için sağlıklı bir işletme yapısının oluşturulması gerekmektedir.

• Küçük çiftçilerin finans kaynaklarına erişimi kolaylaştırılmalıdır.

• Küçük çiftçilere tarımsal inovasyonun getirilmesi zorunludur. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.