Takip Et

2000 YILINDA TÜRK TARIMI HAKKINDA TESPİTLER

2000 yılında 8. Beş yıllık kalkınma planı hazırlanırken bir komisyon tarafından Türk tarımının işbu plan amaçlarına ve vizyonuna uygun olarak stratejilerinin belirlenmesi amacı ile bir rapor hazırlanır.

22 yı önce devletin tarıma bakışı ile bugünü kıyaslamak açısından bu raporu değerli kabul ediyoruz.

Raporda 2000 yılında Türk tarımının Türk ekonomisindeki yeri belirlenir.

“Türkiye’de tarım sektör¸ büyük bir potansiyele sahip olup, ülke kalkınmasına değişik yollardan katkı yapmaktadır. ülke nüfusunun zorunlu gıda maddeleri ihtiyacını karşılaması, sanayi sektörüne hammadde sağlaması, sanayi ürünlerine talep yaratması, ulusal gelir ve dışsatıma katkıları ile büyük öneme sahiptir. GSMH' da 1023-1924 yıllarında cari faktör fiyatlarıyla % 43 pay alırken ,1939 yılında % 40 'a , 1970' li yıllarda % 36'lara, 1980' de % 25'e , 1990'da % 16'ya ve 1997'de % 13,4'e kadar düşmüştür. Tarımın milli gelir içindeki payında, tarım alt sektörlerinden olan bitkisel üretimin payı % 57, hayvansal ürünlerin payı, % 34, su ürünlerinin payı % 2,9 ve orman ürünlerinin payı % 5,8 ' dir. Gelişmiş ülkelerde ise; bitkisel üretim payı % 30, hayvancılık ürünlerinin payı ise % 70'ler civarındadır.”

“Türkiye’ni nüfusu hızla artan ¸ülkeler arasındadır. 1927 yılında 13,648 milyon olan nüfus 1990 yılı sayımlarına göre 56,473 milyona ulaşmıştır. 1950-90 yılları arasındaki nüfus artış hızı ortalama % 2,51ídir. Nüfustaki toplam değişme kır ve kentlerde farklıdır.”

“ Nüfus artış hızı son yıllarda kırsal alanlarda azalma göstermiş, şehirlerde ( il ve ilçe merkezleri ) ise artmıştır. Nüfus değişimine bağlı olarak kent ve kır yerleşim sayılarında artış olmuştur. 1950 yılında 63 il ve 422 ilçe mevcut iken, 1990 yılında bu sayı 73 il ve 929 ilçeye ulaşmıştır. 1950 yılında bucak ve köy toplamı 34 252 iken, bu sayı 1990 yılında 36 233'e yükselmiştir . 1999 yılı itibariyle Türkiye’nin il sayısı 81'dir.”

“Türkiye’de tarımsal üretimin işgücü¸ talebi yaklaşık bir milyar erkek işgücü¸ birimi gün olarak hesap edilmiştir. Bunun yaklaşık ¸üçte ikisi (670 milyon gün) bitkisel üretim, geri kalanının 352 milyon gün¸ hayvancılık faaliyetlerinden kaynaklandığı tahmin edilmektedir. İşgücüne en yüksek talebin olduğu ay Ağustos, en düşük talebin olduğu ay Ocak olarak bulunmuştur.”

“Tarımdaki işgücü¸ talebi, cinsiyet ve yaş dağılımına göre erkek işgücü¸ katsayıları kullanılarak insan birimine çevrildiğinde ve bu değerlere çalışılabilinir gün sayısı ile % 10 oranında belirlenmeyen değişimler eklendiğinde toplam 5 503 696 işgücü¸ çıkmaktadır.”

“Bu sonuçları değerlendirdiğimizde tarımsal işgücü¸ talebi; toplam nüfusun %10'u, kırsal alanda yaşayan nüfusun %35'i ve tarımda istihdam edildiği gösterilen nüfusun % 44'¸ ile karşılanabildiği görülmektedir. Yani kırsal kesim ihtiyacının iki katından fazla işgücü¸ barındırmaktadır. Tarım sektöründe gizli işsizlik oranı % 56' ya çıkmıştır.” 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.