Takip Et

TARIMDA UZUN DÖNEMLİ DESTEKLERİN ÖNEMİ

Türk ekonomi politikalarının günü birlik sorunları çözme üzerine kuruluyor olması uzun vadeli planlamalar yapılmasını engellemektedir.

Her ne kadar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2023 hedeflerini belirlemiş olsa da ,hedeflerin ayrıntılarında uzun dönemli desteklemeler ve girdi/ürün maliyetlerini azaltıcı planlamalar ve politikalar ayrıntılı ve açıklıkla ortaya konulmamıştır.

Türk tarımının sürdürülebilir olması ve Türk insanının,turistik amaçlarla ülkemizde bulunanların,mültecilerin ve ihracat hedefi olan toplumların beslenebilmesi için uzun dönemde tarımsal yapıları düzenlemeye, dolayısıyla tarım kesimi genelinde maliyetleri azaltıcı etkiye sahip “ destekler”e ihtiyaç bulunmaktadır.

Türkiye’de tarımsal çıktı düzeyinin arttırılması için uygulanan tarımsal destekleme politikalarının daha etkin olması konusunda yeni politikaların önerilmesi ve önerilerin hayata geçirilmesi hedeflenmelidir.

Bütün dünyada tarım, genel yapısı ile sosyal ve ekonomik açıdan stratejik öneme sahip bir sektör olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu açıdan ülkemiz politikacıları ve bürokratlarının önemli bir kesimince bu gerçek henüz tam anlamı ile anlaşılamamıştır.

Bu açıdan ele aldığımızda tarım sektörü başta toplumsal beslenme başta olmak üzere birçok toplumsal ihtiyacın karşılanmasında önemli rol oynadığı için toplumun tüm kesimlerini ve hatta milli sınırlar dışında kalan toplumları da ilgilendiren bir yapıya sahiptir. “Ben üretmezsem nasıl olsa birileri üretir,ticaretini yapar ,karnımızı öyle veya böyle doyururum” anlayışı ilkeldir ve günümüzde geçerliliği yoktur.

Tarım en yüksek verimde,en kazançlı biçimde,en doğal ve kaliteli haliyle üretim yapma zorundadır ki varlığını sürdürebilsin.

Tarım kesimin bu özelliği ve bir takım diğer özellikleri, tarım sektörünü diğer sektörlerden ayırmaktadır.

Çünkü tarım kesiminin ürettikleri doğrudan insan ve toplum hayatı ile ilintilidir, hata kabul etmez.

Bu bakımdan üreten kesimin başının dinç, bütçesinin denk olması gelecek kaygısı taşımaması gerekmektedir.

Üreticinin başını genellikle ağrıtan konular, doğa koşullarından ve doğal afetlerden büyük ölçüde etkilenme ve buna bağlı olarak da üretimde iniş ve çıkışlar, kalite dalgalanmaları, pazarlama, fiyat oluşumu, tüketim ve tarımsal gelirlerin yetmezliğidir.

Bu özelliklerin başında, tarımsal üretimin doğal koşullara bağımlılığı nedeniyle risk ve belirsizliğin fazla olması gelmektedir.

Bunun da çözümü tarım sigortalarının yaygınlaştırılmasıdır. Ancak ülke üreticisinin önemli bir yüzdesini oluşturan küçük çiftçi kesimi, tarım sigortalarına tarımsal gelirinden pay ayırmaktan yoksun durumdadır.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.