Takip Et

Tarihte Aydın’da incir üretimi ve son 95 yılda incir piyasaları-2

Aydınoğulları döneminde ise hem Aydınoğulları hem de Menteşe Beyliğinin Cenevizlerle ve Venediklilerle ticareti oldukça yoğun ve yazılı ticari esaslara bağlı olarak yürütülmekteydi. Hububat ticareti ile ilgili kayıtlar mevcut olmasına rağmen incir ticareti ile ilgili kayıtlara rastlanmamaktadır. Ancak o dönemin Batı Anadolu’da en önemli meyvesinin incir olduğunu unutmamak gerekir.
Sayın İlhan Pınar’ın “Hacılar, Seyyahlar, Misyonerler ve İzmir, Yabancıların Gözüyle Osmanlı Döneminde İzmir:1608–1918” adlı eserinde incirin o dönemde ne derece değerli bir meyve olduğunu şu cümlelerden öğrenmekteyiz:
“Gotthilf Heinrich Von Schubert’in incir ürünü ve ticaretinde ki önemi hakkındaki sözleri ise şöyledir: 
“Eğer incir için bir anavatan aramam gerekirse, bunun Küçük Asya ve de özellikle İzmir çevresi olacağını rahatlıkla söyleyebilirim; bu çevrenin inciri lezzet bakımından çok ünlüdür ve bu lezzetli meyvenin Avrupa’ya getirilmesi için ilk anlaşmalar sağlandı bile; Türkler incire o kadar önem veriyorlardı ki, bu yüzden incirin Avrupa’ya satışını yasaklamışlardır; fakat Kral II. Karl, Osmanlı’ya gönderdigi elçisi Finch aracılığıyla 1676 yılında IV. Mehmed ile bir anlaşma yaptı; bu anlaşmaya göre, Kral Karl her yıl iki gemi dolusu İzmir incirini kendisi için İngiltere’ye getirebilecekti. İki gemi incir öteki yıl dört gemi, daha öteki yıl sekiz gemi oldu ve böylece incir Levant ile Avrupa arasındaki hareketli ekonomik ilişkilerin basat ürünlerinden biri oldu ve yanı sıra daha başka yasaklı veya yurt dışına satışı sorunlu birçok ürünün önü açılmış oldu.”
Osmanlı döneminde incir ticareti XIX. yüzyıl başlarına kadar İstanbul’un ve ülkenin ihtiyacı esas alınarak düzenlenirken ve bu nedenle çeşitli ihracat kısıtlamaları ile karşı karşıya kalan incir bu yüzyılın ikinci yarısında yapılan yasal ticari düzenlemeler, sonucu her türlü engelleme ortadan kalkarak İzmir’e yerleşmiş onlarca gayri Müslim tüccar eliyle, tatlı kârlarla alım satımı gerçekleşmeye başlamıştı. Azınlıklara, Levantenlere ve yabancılara verilen çok geniş imtiyazlarla incir başlı başına bir ihraç ürünü haline gelirken  Sayın Yard. Doç Dr.Ayten Can Tunalı’nın deyimi ile “Aydın’da üretilen, İzmir’de satılan ” deyimi incire mal olmuştur.
Osmanlı Devletinin iç düzenlemeleri ve XIX yüzyılda Avrupa ve dünyada meydana gelen iktisadi değişiklikler diğer tüm ticari mallarda olduğu gibi incir ticaretinde de köklü değişikliklere neden olmuştur. Bu değişiklikler kıran kırana bir ticaretin sergilenmesine yol açmıştır.1839 Balta Limanı anlaşması batılı ülkelerin Osmanlı ticaretini diledikleri gibi yönlendirmelerine, istedikleri tarım ürünlerini ülkelerine diledikleri fiyat ve şartlarda ithal etmelerini sağlamıştır.
Anadolu’da incirin, ekonomik bir değer oluşturacak biçimde en uygun koşullar altında gelişmesine elverişli yerleri Aydın Vilayetindedir. Aydın’ın özellikle Germencik, Erbeyli, Ömerbeyli, Umurlu, Köşk, Nazilli, Bozdoğan, Reşadiye, Karapınar, Söke kaza ve köylerinde yüksek kaliteli incir elde edilmektedir. Bu bölgede senelik ortalama 400 bin kantar incir üretilirdi.
5 Mayıs 1922 tarihinde yayınlanmış olan Türkiye İktisat Mecmuası’nda yer alan “Aydın Vilayetinde İncir Mahsulü ve İncircilik ” adlı makalede, ”Anadolu’da incirin, ekonomik bir değer oluşturacak biçimde en uygun koşullar altında gelişmesine elverişli yerleri Aydın Vilayetindedir. Aydın’ın özellikle Germencik, Erbeyli, Ömerbeyli, Umurlu, Köşk, Nazilli, Bozdoğan, Reşadiye, Karapınar, Söke kaza ve köylerinde yüksek kaliteli incir elde edilmektedir. Bu bölgede senelik ortalama 400 bin kantar incir üretilirdi” denmektedir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.