Bu yazı dizimizde siyasi partilerin seçim beyannamelerinde tarıma yaklaşımlarını ele almaktayız. Adalet ve kalkınma partisi ile devam ediyoruz.
• “Küçük üreticileri koruyucu bir yaklaşım içerisinde, tarımda arz güvenliğini tesis etmek için tarımda Sözleşmeli Üretimi yaygınlaştıracağız.”
Öncelikle sözleşmeli üretim mevzuatı yeniden ele alınmalı; kooperatiflere bu alanda pozitif ayrımcılık sağlanmalı, kooperatiflerin diğer pazarlama aktörleri ile rekabet şartları oluşturulmalıdır.
• “ Yerinde üretim-yerinde tüketim anlayışıyla, tarladan-sofraya tedarik zincirini kısaltmak, lojistik maliyetlerini düşürmek, ürün tazeliğini muhafaza etmek, karbon salınımını azaltarak çevreyi korumak ve yerinde istihdamı artırmak amacıyla Kent Tarımı uygulamalarını yaygınlaştıracağız.”
Şehirleşme,inşaat,turizm,sanayi,ulaşım sektörlerinin büyük ve orta büyüklükteki şehirlerde faaliyet alanları tarım aleyhine hızla genişlerken, tarım topraklarını koruyan yasalar her gün farklı amaçlarla çiğnenirken,”kent tarımı” acaba nasıl uygulanacak, kent bostanları nasıl kurulacak?
• “ Tarımda yeni teknik ve teknolojileri yaygınlaştırmak, toprak ve su kaynaklarımızı daha etkin kullanmak amacıyla topraksız tarım, dikey tarım gibi uygulamaları artıracağız.”
Topraksız tarımın yüksek maliyeti özel desteklemeler olmadan nasıl karşılanacak, küçük ve orta büyüklükte işletme sahibi çiftçilere nasıl ulaşılacak?
• “Dünyanın en büyük Jeotermal Isıtmalı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesini kuracağız.”
5686 sayılı yasada amir hükümler olmadığı halde, rezerv jeotermal alanlar yok denecek kadar az kalmışken bu iddialı projenin uygulanması inandırıcı mı?
• “Herhangi bir sebeple üretim yapılamayan ve boş bırakılan tarım alanlarını üretime kazandıracağız.”
Ürün ve arazi planlamasını dahi beceremeyen bir bürokratik zihniyet, Osmanlı Dönemi “levent akçesi, çift bozan akçesi” tipi bir yasaklama kararı ile işlenmeyen tarım arazilerini nasıl tarıma açacaktır? Doğrusu işlenmeyen arazilerin destekleme ve rehabilitasyonlarla tarıma kazandırılmasıdır.
• “Bitkisel üretimde su kısıtı ve toprak analizi dikkate alınarak parsel bazlı planlama ve işletme bazlı yönetime geçeceğiz.”
Sivil ve mesleki tarım örgütleri aracılığı ile aşağıdan yukarı örgütlenme gerçekleşmeden Ankara’da masa başında bu çeşit projeler gerçekleşemez.
• “Suya göre tarım politikamız çerçevesinde stratejik ürünlerde kuraklığa dayanıklı çeşitlerde çiftçimize tohumluk temin edeceğiz.”
TİGEM ve Tarımsal Araştırma Enstitülerine gerekli finans, personel, ekipman, laboratuvar ve AR-GE destekleri oluşturmadan kısa sürede, kuraklığa dayanıklı çeşitlerin üretilmesi düşüncesi bilimsel değildir ve pratiği yoktur.
• “Önümüzdeki beş yılda 312 adet ata tohumunun tescili ve korunmasına yönelik çalışmalar yapılacaktır.”
ADALET VE KALKINMA
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.