Merkez Bankası kararları ile Türk ekonomisi yeni bir döneme girdi. Ancak bu dönem tüm aktif ve üretken sektörler için güllük gülistanlık değil. Bu gelişmelerden en çok da Tarım sektörü olumsuz olarak etkilenecektir.
Nedeni ise Tarım,hizmetler dışında diğer sektörler her ne kadar olumsuz olarak etkilenseler de bir şekilde başlarını zam yaparak veya bazı ticari manevralarla kendisini kurtarabilir.Ancak Tarım sektörünün ürününe zam yapma gibi bir şansı bulunmamaktadır.Çünkü tarım ürünleri ve gıdanın fiyatını üretici değil marketler,tüccar ,gıda işletmeleri,ihracatçılar,pazarcılar ve pazarlama zinciri içerisinde yer alan diğer aktörler belirlemektedir.
Türk çiftçisinin diğer bir şansızlığı da girdi fiyatlarını kendisi veya sektör temsilcilerinin belirleyememesidir.
Kurdaki yukarı yönlü gelişmeler tarım sektörü üzerinde ciddi bir baskı yaratmakta yaratmaya devam edecektir.
Türk çiftçisinin girdilerinin ana kalemlerini ithal ürünler teşkil etmektedir.İthalata bağımlı bir girdi kalemleri ve eksik üretilen tarım ürünleri ve gıdanın kur hareketinden etkilenmemesi imkansızdır.Bu etkiyi çiftçisinden tüketiciye kadar dar gelirli kesimlerin tamamı hissedecektir.
Türk tarımının ana girdi kalemleri akaryakıt,elektrik,makine-ekipman,zirai ilaç,kimyevi gübre tohumdur.
Bunlardan akaryakıt,zirai ilaç kimyevi gübre ve tohumun çok önemli bir yüzdesi dışa bağımlı kalemlerdir.
Akaryakıta otomatik olarak zamlar ilenmektedir.Elektrik ise doğal gaz kaynağından da üretildiği ve elektrik dağıtım şirketlerinin korkunç baskısı ile elektrikte de zam kaçınılmaz olacaktır.
Makine ekipmanda da dışa bağımlılık zamlarla etkisini gösterecektir.Yerli makine-ekipman şirketleri de fırsattan istifade ürünlerini zamlı satacaklardır.
Yem fabrikalarının otomatik zam mekanizmaları devreye girecektir.
Zirai ilaç firmaları kur yerine oturana kadar stoklarındaki ilaçları bayilere satmayacak veya tahmini ve nihai- vade sonu kurları üzerinden satacaklardır.
Bahar ve yaz boyunca gübre üreticisi ve ithalatçılarının kimyevi gübrede yarattıkları portre ortadadır.Bu kurlarlarla bu kesimi durduracak güç ülkemizde bulunmamaktadır.
Sözün kısası Türk ekonomisini,Türk milletini ve Türk çiftçisini çok zor günler beklemektedir.
Türk tarım sektöründe üretim yavaşlaması veya üretim sürecinin kesintiye uğramasını yaşamamız sürpriz olmayacaktır.Pek çok üretici tarım sektöründen ayrılacaktır.Bu nedenle boş kalan tarla,bahçe ve ahırların yarattığı gıda ve tarım rekoltelerindeki düşüşler Türkiye’yi yoğun biçimde ve çok yüksek fiyatlarla gıda ithalatına mecbur bırakacaktır.Döviz sıkıntısı çeken hazine ve Merkez Bankasının da bu açıdan işi çok zordur.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.