Takip Et

Gürşat Kale’ye cevap-1

İncirliova belediye Başkanı Sayın Gürşat Kale’nin, Yeni Ufuk gazetesinin 23 Nisan 2015 tarihli nüshasında jeotermal ile ilgili bir mesajını okuduk.

Sayın Kale, jeotermal enerjiyi” dünyanın en temiz ve yenilenebilir enerjisi “ olarak nitelemiş.

Bu konuda itirazımız olacak. Birincisi temiz enerji olabilmesi için jeotermal akışkanların bileşiğinde insan, hayvan, bitki ve kısaca tüm çevreye, doğaya zarar vermeyen kimyasal maddeler içermemesi gerekir. Jeotermal akışkanlar içerisinde karbondioksit, sülfür bileşikleri, radon, arsenik, civa, bor, lityum, amonyum, klorür, nitrat, nitrat, hidrofosfat, bikarbonat gibi insana ve çevreye doğrudan veya dolaylı zarar veren pek çok kimyasalın bulunması jeotermali enerjiyi temiz enerji olma vasfından çıkarmaktadır.

Peki diğer ülkelerde jeotermal değerlendirilmiyor mu? Elbette bu zenginlik milli ekonomilere büyük katkı yapmaktadır. Ancak bizde, bizim iş adamlarımızın ve jeotermal sahalara yatırım yapan müteşebbislerin birinci öncelikle çok ama çok fazla para kazanmak olduğu için ne çevrenin, ne insanın ne tarımın ne de bu güzelim doğanın bir anlam ve değer ifade ettiğini söylemek çok zordur.

Bu işin üstüne üstlük maden ve enerji lobisinin etki alanlarının genişliğini ve gücünü de düşünürsek yasa dışı adımları atmaktan hiç geri durmamaktadırlar. Nasılsa onları denetleyecek bir güç de mevcut değil.5686 Sayılı yasa zaten onların lehine çıkarılmış bir yasa metni.

Herkes gibi biz de jeotermalin ve jeotermal akışkanların son damlasına kadar değerlendirilmesinden yanayız. Ancak yasalara uymak şartıyla ve israf etmeden. Bu ülke, milli kaynaklarını şu anda jeotermal imtiyaz sahibi pek çok şirketin yaptığı gibi hovardaca harcayacak kadar zengin değildir.

Sayın Kale jeotermal kaynakların kullanımı konusunda ve herkesin bu kaynaklardan pay alması dilek ve temennisinde bulunmakta. Bu hepimizin özlemi. Ancak değişmesini ısrarla savunduğumuz bu yasa tüm inisiyatifi jeotermal imtiyaz sahibi şirketlere bırakmaktadır. İstedikleri alana istedikleri yatırımı yapmakta tamamen serbesttirler. Onları zorlayacak ve bu milli serveti sorumsuzca harcamalarına engel olacak ne bir yasa maddesi ne de bir müeyyide mevcut değildir.

Jeotermal enerji Sayın Kale’nin belirttiği gibi şehir ısıtmasında kullanılabildiği, hava kirliliğini önlemede önemli bir unsur olarak karşımızda dururken, bunun dışında soğutma, ağır su eldesi, kereste balık vs. kurutması, alüminyum elde etmek, çiftlik ürünlerinin kurutulması, şeker endüstrisi, tuz elde etmek, çimento kurutması, yosun, et, balık, sebze kurutması, sera ısıtması, kümes ve ahır ısıtması, mantar yetiştirme, sağlık tesisleri, yüzme havuzları, fermantasyon, damıtma, balık çiftlikleri gibi pek çok alanda kullanılabilir.

Ancak jeotermal imtiyaz sahibi şirketler birkaç istisna dışında sadece enerji üretimine yatırım yapmaktadırlar. Bunun da birkaç nedeni bulunmakta. Öncelikle bu sektöre devlet teşvikleri çok yüksektir.100 Mw enerji üreten bir santralı inşa eden yatırımcı bugün neredeyse 300 milyon TL’ye kadar teşvik almaktadır. Ürettikleri enerjinin alıcısı hazırdır. Bu sektör yoğun istihdam gerektirmez ve personel giderleri çok düşüktür.üretim esnasında net karları neredeyse % 95’leri bulmaktadır.

Sayın Kale, bizler bu zenginliğin halkın hizmetine sunulması ve ekonomiye daha fazla katkı yapması için yıllardır mücadele etmekteyiz. Ancak jeotermal imtiyaz sahibi şirketleri ürettikleri elektriği enterkonnekte sisteme doğrudan aktardıkları için yerel halkla temasları çok az olmakta yerel halktan neredeyse sıfır derecesinde çalışanı istihdam etmekteler.

 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.