Takip Et

KURAKLIĞIN TARIM CEPHESİ

Bazı okurlarımız niye hep “kuraklık “konusunu ısrarla işlediğimizi sorabilirler.

 

Israrla bu konuda yazıyoruz çünkü bu konu beş milyon çifti ailesinin geçimi,Türk ekonomisinin güncel ve gelecekteki durumu,ülkemizin gıda üretimi ve tüketimi ile doğrudan ilgilidir.Kısacası tarım ve tarımı etkileyen kuraklık konusu hayat-memat meselesidir.

Kuraklığın bizi ilgilendiren iki yönü bulunmaktadır:

Tarımsal kuraklık: Tarımsal kuraklık meteorolojik kuraklıkla doğrudan ilgilidir.Bu ilgi tarımsal üretim sürecinin en önemli unsurlarındandır. Kuraklık tarlaya atılan tohumun,dikilen fide ve fidanın,yetişmekte olan bitkinin ihtiyacını karşılayacak miktarda su bulunmamasıdır. Toprakta ve havada nem kaybı ve su kaynaklarında azalma ve hatta yok olma sürecinde ortaya çıkmaktadır.Bu sonuçlar bitkilerin büyümesinde gecikme ve sonlanmaya, tarımsal ürün miktarında eksilmeye, bu durum insan ve hayvanlar için açlık,beslenme noksanlığı ve hatta kıtlıklara neden olur.

 

Sucul Kuraklık (Hidrolojik kuraklık): Günümüzde yaşadığımız kurklıığın üretici açısından en önemli cephesi sucul kuraklıktır.

 

Sucul kuraklık mevcut olan yeraltı su kaynakları, yüzey suları veya yağış rejimlerinin doğaya ve tarıma etkisi ile doğrudan ilişkilidir. Süreç olarak meteorolojik kuraklığın ortaya çıkması ve süresinin uzaması ile hidrolojik kuraklık ortaya çıkmaktadır. Bugün de yaşadığımız tam budur.

 

Bugün yaşadığımız olguda yeraltı suları azalmakta,daha derinlere çekilmekte, nehirler ve göllerin seviyesinde keskin ve ani düşüşler ortaya çıkmaktadır.

 

Bu süreç insan, bitki ve hayvan hayatının sürekliliği için büyük bir tehlike yaratmaktadır. Bu dönemde yaşanan yağış miktarlarında azalma toprak neminde hızlı azalmaya neden olacağı için tarımla uğraşanlarca hemen hissedilecektir.

 

Zaman içerisinde süreç devam ettikçe meteorolojik kuraklığın etkisi ile yağış kıtlığı yaşanan alanların sınırları daha genişleyecek çölleşme olgusuna doğru gidilecektir. Verimli torakların organik ve inorganik özelliklerini yitirmesi sonucu geri dönülemez bir noktaya varılacaktır.Bu da tarım arazilerinde azalma,üretimde kesinti,gıda eksikliği olarak karşımıza çıkacaktır.

 

Bazı İskandinav ülkeleri ve benzeri iklimlerin hüküm sürdüğü coğrafyalarda sulama sistemleri ülkemiz ve astropikal alanlar kadar önem taşımamakta,iklim sulama sorununa önemli ölçüde katkıda bulunabilmektedir.

 

Bizim gibi ülkelerde ise tarımın modernleşmesi,ileri teknolojilere kavuşmasının ölçülerinden birisi de sulu tarım alanlarının toplam tarım alanları içerisindeki oranı ve sulamanın israf edilmeden yapılması ile ilgilidir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.