Takip Et

Zeytin ağacının feryadı-4

Ege ve Marmara sahil şeridinde zeytin ağaçlarının sökülmesi yasak olmakla beraber, yüksek rant getirisi nedeniyle inşaat sektörüne açılmakta ve zeytinliklerimiz yazlık sitelere tahsis edilmektedir. Bu ağaçların korunması gerekmektedir.

Son yıllarda zeytine karşı bir savaş açılmış durumda. Savaşın bir cephesinde zeytin ağaçları ve zeytin üreticisi Türk çiftçisi –ki elinde küreği ve çapasından başka silahı yok-diğer cephede ülkenin enerji açığını bahane ederek zeytini yok etmeyi, yerine maden ocakları ve enerji üretim santralleri kurmayı hedefleyen kasalarından paralar taşan, Ankara’da her kapının kendilerine randevusuz açılan maden ve enerji lobisi ve holdingleri.

Önce Kaz dağlarında madencilerin saldırılarına uğradı zeytinlikler. Sonra Bergama’da altın avcılarının. Bergama'ya 10 kın uzaklıkta Ovacık, Çamköy ve Narlıca köylerinin ortasındaki 100 hektarlık alanda altın arama faaliyetleri sürerken 1996 yılında maden sahasında 2 bin 500 kadar çamı (tomruk bedeli 3 milyon dolar) ve 800 kadar zeytin ağacı madencilik faaliyetini yürütecek şirket tarafından kesilmiştir. Sadece Çan, Bayramiç ve Çanakkale'de 13 bin 252 hektar alan için arama ruhsatı alındı, 600'ün üzerinde sondaj yapıldı. Sondaj sırasında binlerce ağaç kesildi.

Yırca, birkaç ay önce madencilerin bile bile ölüme gönderildiği Soma’nın bir köyü. Zeytinlik ve üzüm bağlarıyla dolu bu köyde iki enerji santralı inşa edilmiş. Yüzleri kömür karasından kararmış, zayıf ve sağlıksız insanların sağlıksız kömür ocaklarına indirilip katledildiği bölge. Yırca’ya üçüncü termik santralı kurmak istiyorlar. Bunun için 500 hektarlık bir alanın zeytin ağaçlarından “arındırılması” ve çorak ve yeşilsiz bir alan yaratılmalı ki santral kurulabilsin. Santrali yapacak olan şirket, henüz “acele kamulaştırma” sürecinde olan zeytinlik alanların imar planlarını bile beklemeden zeytin temizliğine başlıyor. Zaten “acele kamulaştırma” adı altında sunulan uyduruk kanun esasen beklemeye tahammülü olmayan bu tür şirketlerin tarımla geçinen fakir çiftçilere uyguladığı mala el koyma uygulamasının ta kendisi Şirket, 16 Eylül 2014 gecesi kepçelerle zeytinliklere girdi ve 13 zeytin ağacını söktü. Ama köylüler bu “bitirim” tarzı iş yapan devletin canını sıktı bu defa. Kanunsuz bir şekilde kepçeyle girilen zeytin bahçelerinde nöbet tutmaya başladılar.

14 Ekim sabahı ikinci saldırı geldi. Bu sefer elektrikli testerelerle araziye girdiler. Zeytinlerini koruyan köylüleri ve onlarla dayanışmaya gelenleri şirketin güvenlik elemanları darp ettiler ve aynı akşam serbest bırakıldılar. Ardından sıra 6 bin zeytin ağacının kesimine geldi ve kesildi.

Şirket 7 Kasım’da tam 6 bin zeytin ağacını kesti. Kendisine engel olmak isteyen köylülere saldırıp, üç köylü ile bir avukatı kelepçeleyerek 4 km uzaklıktaki barakaya kapattırdı. Gün içerisinde Danıştay’ın HES’le ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdiği ortaya çıkınca, bu “koruma-kollama” şirketinin ağaçları niçin şafak vakti kesip yok ettiği de anlaşılmış oldu. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.