Takip Et

GDO KONUSUNDA NELER BİLİYORUZ

Mısır şurubu üreticilerinin GDO’lu mısırın yasallaşması konusundaki çabalarına karşı GDO’nun insan hayvan ve bitki sağlığına, gelecek kuşaklara ekonomimize etkileri konusunda bilimsel araştırmaları ele lmak için literatürü az da olsa taramaya ve okuyucularımıza sunmaya karar verdik.

Önce GDO nedir? Hangi metotlarla organizmaların genetiği değiştirilmektedir?

Bu konuya ışık tutmak için değişik görüşleri ortaya koyalım:

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyes Dr. Ahmet Saltık’ın “Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar ve Halk Sağlığı “ adlı çalışmasında yer alan tanıma göre GDO:”Canlıların fiziksel özelliklerini belirleyen genetik yapısı, doğal çiftleşmeyle ve/veya doğal re kombinasyonla oluşmayacak biçimde değiştirilmiş olan, bitki, hayvan vb. canlı varlıklar” dır.

Sayın Saltık’ın bit Tıp insanı olarak bu alandaki bilimsel görüş ve tespitlerini ortaya koymaya çalışalım:

“Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar Sağlıklı mıdır ? Biyoteknolojideki olağanüstü hızlı gelişmelerle, artık gıda ürünlerinin genetik yapısıyla oynanmakta, örn. kimi balık genleri aktarılarak soğukta donmayan domates vb. ürünler türetilmektedir. Bu tür ürünlerin uzun erimde insan bedeninde, genetik materyalinde ne gibi etkileşimler doğurabileceği henüz belirsizdir.

Öte yandan, tüketicinin, kullanacağı ürün hakkında temel bilgilere sahip olma, “bilme hakkı” tartışma dışıdır. ABD’de yapılan anketlerde % 74 dolayında oyla, bu ürünlerin etiketle belirlenmesi isteğine karşın, Dünya Ticaret Örgütü, anlaşılmaz biçimde kutsadığı serbest ticaret (?!) gerekçesi ile bu uygulamayı reddetmiştir.”

GD (Genetiği değiştirilmiş) -transgenik- soyanın insanlarda alerji oluşturduğu kesinleşmiştir.

GD (transgenetik) patates yedirilen farelerin bağışıklık sisteminin ciddi biçimde bozulduğu saptanmıştır.

Bitkilere aktarılan genlerin çoğu bakteri ve virüs kökenlidir. Gen aktarımı sırasında, GD bitkilerin seçilebilmesi için antibiyotik direnç izleme genleri kullanılmaktadır. Antibiyotik direnç izleme genleri, insan ve hayvan bünyesindeki bakterilere yatay olarak geçer. Bu da insan ve hayvan bünyesindeki genleri antibiyotiğe dirençli kılar. Bu dönüşüm, Halk Sağlığı açısından büyük sakınca oluşturur ve bağışıklık sistemini çökertebilir.

GDO'lu ürünlerden işlenmiş gıda ürünlerinin sofralara ulaşması, halkı daha da ağırlaşan alerjik tepkime, antibiyotik direnci, toksik etki, artan doğum anomalileri ve sub/infertilite gibi sorunlarla yüz yüze getirebilir.

Besin kökenli hastalıklar tüm dünyada en önemli halk sağlığı sorunlarındandır. 2000 yilinda 5 Yıllık Kalkınma Planı bağlamında DPT "Biyoteknoloji ve Biyogüvenlik Özel Ihtisas Komisyonu Raporu"nda; soyadaki protein miktarını artırmak için Brezilya fındığından “albümin” geninin alınıp soya fasulyesine aktarıldığını, Brezilya fındığına karşı allerjisi bulunan kişilerin soya yediklerinde de alerjik tepki verdikleri belirtilmektedir. Aynı Rapor’da, 8. maddede; yukarıdaki ilk 6 maddede belirtilen yasal düzenlemeler ve kurumsal yapılanmalar oluşturuluncaya değin, araştırma ve AR-GE girişimleri kapsamında denetimli olarak kapalı ortamlarda gerçekleştirilen uygulamalar dışında olmak üzere; GDO’ların üretimi, ticareti, çevreye bilinçli veya serbest salımı geçici olarak dondurulmalıdır,” vurgusu yapılmaktadır.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.