Takip Et

TÜKETİCİNİN FİLESİNE AZ BUZ GİREN GIDA NİÇİN BU KADAR PAHALI

Türkiye’nin tarım politikalarının eksik,plansız,yanlış olduğunu yıllardır söylüyoruz.

Bu politikalar sürdükçe sadece üreticiye zarar verilir.

Tarımsal üretimde kullanılan girdilerin dışa bağımlı olması akaryakıt,elektrik,kimyevi gübre, yem hammaddesi ,zirai ilaç gibi girdilerin fiyatı düşmediği gibi, tarımsal üretimin maliyeti de sürekli olarak artmaktadır.

Son yıllarda hem bitkisel üretimde hem de hayvancılık ürünleri üretiminde gerilemeler mevcuttur.Türk çiftçisinin maneviyatı kırılmış, gelecekten ümidi dumura uğramıştır.

Türk Tarımında başlamış olan çöküş, tarımsal girdi kullanan tarımsal sanayiye,ihracata tarıma girdi sağlayan,gübre,makine-ekipman,zirai ilaç,veteriner ilacı, imalat sanayisi gibi sektörleri de ciddi şekilde düşünmeye ve üretime devam edip etmeme konusunda tereddüde gark etmektedir.

Dahası, katılaşan gıda enflasyonu, özellikle ücretli kesimin bütçesinin çok önemli bir bölümünü alıp götürürken ücretlerde artış da şimdiden yetersiz hale gelmeye başlamıştır.

Bitkisel üretimde bazı istisnalar dışında tarladan çıkış fiyatları ile Pazar ve market fiyatları arasında derin bir uçurum bulunmaktadır. Kış sebzeleri olarak adlandırdığımız kereviz, turp, havuç, ıspanak, lahana, maydanoz,pırasa, roka, turp gibi ürünlerin dahi fiyatı maliyet fiyatlarının çok üzerinde arttı.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TZOB’un yaptığı araştırmaların sonucu olarak döviz kurlarındaki düşüşe rağmen aralık ayında market fiyatlarında ciddi düşüşlerin olmadığını, Aralık ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının 4.5 kata yaklaştığını,söyledi. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Aralık ayında markette 43 ürünün 37’sinde fiyat artışı, 6’sında fiyat azalışı, üreticide ise 35 ürünün 24’ünde fiyat artışı, 8’inde fiyat azalışı meydana geldiğini ifade etti.

Bayraktar,Aralık ayında fiyatı en fazla artan ürünün,mevsim itibari marketlerde patlıcan olduğunu ifade ederken, patlıcandaki fiyat artışını yüzde 52.72 ile salatalık, yüzde 52.47 ile süt, yüzde 49.77 ile yeşil mercimek, yüzde 49.53 ile yoğurt, yüzde 46.98 ile patates, yüzde 43.75 ile kırmızı mercimek, yüzde 43.48 ile maydanoz, yüzde 40.95 ile yeşil fasulye, yüzde 36.56 ile tereyağı, yüzde 34.79 ile pirinç, yüzde 34.72 ile kaşar peyniri izlediğini belirtti.

(TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,tarla-market fiyatlarını karşılaştırdığı bölümde ise,Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla mandalinada yüzde 330.60’ı bulurken, elmada yüzde 289, marulda yüzde 277.7 portakalda yüzde 258.92, kuru soğanda yüzde 242.22, pırasada yüzde 238.79 oldu. Mandalina 4.3 kat, elma 3.9, marul 3.8, portakal 3.6 kat, kuru soğan ve pırasa 3.4 kat, yeşil fasulye 3.2 kat fazlaya tüketiciye satılmaktadır. Bugün üreticide 1 lira 83 kuruş olan mandalina 7 lira 88 kuruşa, 2 lira olan elma 7 lira 78 kuruşa, 1 lira 48 kuruş olan marul 5 lira 59 kuruşa, 1 lira 85 kuruş olan portakal 6 lira 64 kuruşa, 90 kuruş olan kuru soğan 3 lira 08 kuruşa, 2 lira 32 kuruş olan pırasa 7 lira 86 kuruşa, 5 lira 63 kuruş olan yeşil fasulye 18 lira 7 kuruşa satılıyor” şeklinde tespitte bulundu.

Ortaya konulan bu rakamlar Türk çiftçisi,tüketici ve Türk ekonomisi için hiç de iç açıcı değil.

Artık Türk çiftçisinin hatırlanma zamanı gelmiştir.

Yoksa, ne mi olur?

Cevabı önümüzdeki günlerde okuduğunuz bu köşede… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.