Takip Et

19.YÜZYILDA AYDIN VİLAYETİ VE KAZALARINDAN ORTAKÇI’DA TARIMA KISA BİR BAKIŞ -5 (SEBZE VE MEYVECİLİK)

Anadolu’da üzümden başka birçok meyve çeşidinin ziraatı yapılmaktadır. Bağcılığın haricindeki meyve grubuna giren ürünler tahrir ve Temettuat Defterlerine öşr-i badem, öşr-i yemiş, öşr-i emrud, öşr-i cevz, draht-ı cevz, dıraht-ı kesdane, eşcar-ı kiras, gibi bazen tek tek, ürünlerin isimleri ve bunlardan ne kadar vergi alındığı, bazen de öşr-i meyve, öşr-i meyve ve bostan, eşcar-ı cevz ve armud, koz ve kesdane, eşcar-ı meyve ya da bahçe vb. şeklinde yazılmıştır. Böyle birlikte yazılan ürünlerin ayrımını yapmak veya alınan vergi miktarının hangisine ait olduğunu tespit etmek mümkün değildir. Fakat beraber yazılan ürünlerle ilgili olarak genel kanaat ilk sıraya konan ürünün daha fazla üretiminin yapıldığı ve daha fazla vergi alındığı yönündedir. Örneğin eçcar-ı cevz ve armud ve kiras şeklinde verilen kayıttan burada öncelikli olarak ceviz, diğer ürünlerin ise cevize göre daha az yetiştirildiğidir. İncelenen bölgelerde en çok rastlanılan ve kayıtlarda ismi geçen meyvelerin elma, nar, armut, harnup, kiraz, ceviz, badem, kestane, incir, zeytin, kavun, karpuz, turunç, portakal, limon, narenciye, dut, palamud, fındık, kızılcık, zerdali, erik olduğu görülmektedir. Bu meyveler içerisinde birçok yerde yetiştirilen ürün ise cevizdir. Ceviz Afyon, Edirne, Darende, Çankırı, Amasya, Divriği, Alaiye, Adana, Akşehir, Koyulhisar, Bitlis, Aydın, Kütahya, Uşak, Muğla, Bolu, Adıyaman, Canik, Kemah, Erzincan, Kayseri, Tarsus, Beyşehir, Bilecik, Manisa, Denizli, Tavas, Karaman, Teke, İçel, Trabzon, Zamantu ve Maraş gibi yerlerde yetiştirilmektedir. Bu üründen alınan öşür bazen tek, bazen de diğer meyve türleri ile birlikte yazılmıştır. Cevizden sonra Anadolu’da en çok karşılaşılan meyve türlerinin ise armut, incir (yemiş), badem, zeytin ve kavun-karpuz olduğu söylenebilir (191).

 

Osmanlılar döneminde yetiştirdikleri ürünler açısından öne çıkan sancak ve kazalar şunlardır: XVI. yüzyılda İncir Kilis’te, harnup İçel ve Alaiye’de, karpuz Adana’da daha fazla yetiştirilir. XIX. yüzyılda ise incir, Bozdoğan (Aydın), Beydağ (Aydın) ve Alanya’da, limon Alanya’da, dut Bursa, Beydağ (Aydın) ve Karamürsel’de, zeytin, Karamürsel, Bayındır ve Silifke’de, kestane, Beydağ ve Karamürsel’de, Kiraz ise Nif’te (Kemal Paşa) yetiştirilmektedir (192).

Büyük Menderes vadisi sulanabilme özelliklerinin yanı sıra iklimi ile de sebze yetiştirmeye uygun bir havza özelliği taşımaktadır. Bu özelliğinden dolayı erken çağlardan itibaren diğer ürünlerin yanı sıra sebze ve meyve yetiştirmeye uygun alanlarda yoğun biçimde meyve ve sebze tarımı gelişmiştir.

Buharkent ve çevresi de bu bakımdan önemliydi. Sebze ve meyvenin bölgede en erken yetişen bölümünün Buharkent olması yakın pazarların talep merkezi haline gelmesini sağlamıştır. En büyük yakın pazarlar olan Denizli, Buldan, Sarayköy, Tavas, Karacasu’nun erken ve orta dönemde sebze ve meyve gereksinimini Buharkent’in karşılamasındaki en önemli etkenlerden birisi de tarımsal sulamanın çevreye göre daha erken başlamasıdır.

Kayıtlarda Ortakçı’da sebze ve meyve üretiminin çok erken başladığı görülmektedir. Ortakçı Kasabası güneyinde kalan düz ve taban suyu yüksek ova (Karaman Bükü) kazanın sebze yetiştirme alanı idi. Bunun da en önemli nedeni bu ovanın sulamaya ihtiyaç hissetmemesi idi. Devrin teknik imkânlarına göre sığ kuyulardan ve Büyük Menderes’ten alınan sulama suyu ile sebze tarımı yapılmakta idi. Özellikle sebze bahçeleri ve bostanlar için sulama birkaç yöntemle yapılmakta idi. Büyük Menderes’ten alınan sular, arklar yoluyla, sebze bahçelerine taşınması yaygın bir yol idi. Çaylar ve dereler üzerine kurulan su dolapları yoluyla suyun seviyesi yükseltilerek sulama yapılırdı. Bu sulama sistemi her zaman, her yerde mümkün olamamaktaydı. Üçüncü yol ise akaryakıtla ve elektrikle çalışan su motorları icat edilmeden önce açık kuyulardan(dönme dolaplarla) hayvan (at ve katır) gücüyle alınan sularla sulama yapılmaktaydı. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.