Takip Et

SÖZLEŞMELİ TARIMA BİR BAKIŞ

Türk çiftçisinin en önemli sorunu ürününün değerini bulmaması.

Bu açıdan konuyu ele aldığımızda sorunları şu başlıklar altında sıralayabiliriz.

• Üreticinin yıllık ekimlerde bir yıl sonrasını rekolte, iç tüketim, ihracat açısından görememesi.

• Bir yıl sonra elde edeceği ürünün fiyatının belirsiz olması.

• Hangi pazarlama kanalı ile ürününü satacağını bilememesi.

• Bir yıl sonraki girdi/satış bedeli denklemini kuramaması.

Bu sorunların çözümünde en etkili iki yöntem bulunmaktadır.Birinicisi ürününü kooperatif ve birlikler aracılığı ile pazarlaması,ikincisi de “sözleşmeli satış” yöntemi.

Maalesef ülkemizde,başta tarla sebzeleri,örtü altı üretim,hububat ve bakliyat alanlarında kooperatifçilik yaygınlaşmamıştır.Pamuk,üzüm,zeytin/zeytinyağı,ayçiçeği,çay,fındık vb. gibi ürünlerin pazarlanması için 1940’lı yıllarda kurulmaya başlanan Tarım Satış Kooeratiflerinin 20001 den itibaren canına okunmuş,piyasa yapıcı rolleri,kendilerine yeterlilikleri ellerinden alınarak bu ürünlerin pazarlamasında,bu kooperatiflerin etkisi azaltılmış,hatta pek çok bölgede yok edilmiştir.Başta TARİŞ olmak üzere bazı Tarım Satış Kooeratifleri ayakta kalma gayreti içindedirler.

Bu süreç kooperatif olgusunu zayıflatırken,aracı,tefeci,komisyoncu,tüccar vb. bir çok pazarlama aktörünün doğmasına mevcutlarının da güçlenmesine neden oldu.

Bu kesimlerin her birinin ayrı ayrı yüksek kâr etme amaçları,aralarında kağıda yazılmamış ittfaklar doğururken yalnız ve çaresiz kalan üretici olmuştur.Üreticinin en zayıf yönü olan “panikleme” olayını son derece iyi ve lehine değerlendiren bu pazarlama aktörleri,gün geçtikçe kendilerini palazlandırırken üreticinin finanas yönünden zayıf ve çaresiz kalmasına yol açmışlardır.

Geriye sadece “sözleşmeli satış” yöntemi kalmaktadır.

“Sözleşmeli satış”

Sözleşmeli tarımın yok denecek kadar az olması Türk çiftçisi için bir örnek teşkil etmemektedir.

Gerçekte ise “Sözleşmeli satış” yöntemi şu süreçlerde gerçekleşmektedir:

Çiftçiler tarlalarına, örtü altına önceden yapacağı sözleşmeyle ürün ekmeli, dikili hazır ürünleri için Pazar şansı bulunan bölgelerdeki alıcılarla sözleşme yapmalıdırlar.

Bölge üreticilerinin topluca hareket etmeleri güç birliği yaratacaktır.

Oluşan güç birliği ekilecek ürünün müşteri yapısına göre tercihte bulunmalıdır.

Sözleşme, her iki taraf için müeyyide içermelidir.

Böylece ürün yetiştiğinde bunu satma sıkıntısı yaşamayacak. Çünkü anlaşmasını önceden yapmış olacak. Şu anda sembolik olarak bunun birkaç örneği var. Ancak yaptırım gücü yoktur. Bunun bir yasal çerçeveye oturtulması gerekiyor. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.