Takip Et

SOMA SONRASI …

Dünkü yazımızda zeytin ağacının yaşama direncini anlatmaya başladık.

Bu direnç yasal bir korumaya tam 83 yıl önce başladı.

Peki bu kanun zeytini korudu mu?Yeterince değil.

Önce bu kanunun ilgili maddesini okuyalım.

“ZEYTİNCİLİĞİN ISLAHI VE YABANİLERİNİN AŞILATTIRILMASI HAKKINDA KANUN (1) Kanun Numarası : 3573 Kabul Tarihi : 26/1/1939 Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih : 7/2/1939 Sayı : 4126

Madde 20 – (Değişik: 28/2/1995-4086/5 md.) Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır.

(Değişik ikinci fıkra: 23/1/2008-5728/99 md.) Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının % 10’unu geçemez. Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu hâlde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. İzinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına altmış Türk Lirası idarî para cezası verilir.

Bu Kanunun yayımından önce zeytinlik alanlarına ilişkin kesinleşmiş imar planları geçerlidir.”

1995 yılından sonra sanmayın ki bu kanun böyle kaldı.Bazı enerji ve maden şirketlerinin çabaları ile delik deşik edildi.Bazı belediyeler tarafından zeytinlikler bu maddenin hilafına yerleşime ve inşaata açıldı.

Gelelim Aydın'a… Soma'daki tehlike Aydın’da yıllardır mevcuttur. 3573 sayılı kanunun 20'nci maddesi Aydın’da yıllardır çiğnenmekte, yasaya aykırı davranılarak jeotermal enerji santralleri inşaatları sürdürülmektedir. Maden ocaklarının birçoğu zeytin sahalarında bulunmaktadır.

Aydın’da hiçbir jeotermal enerji santrali zeytinliklere 3 kilometreden daha uzak mesafede değildir.

Aydın ili büyük tehlike altındadır. Büyük Menderes’in ruhuna “el Fatiha” diyeli yıllar oldu. Jeotermal kuyulardan salınan her gaz ve akışkan civa, arsenik,sülfür, bor, radon, sodyum, alüminyum,klorür, sülfat, hidrofosfat, hidroasenat, demir bikarbonat, karbondioksit doğal çevremizi onarılamayacak şekilde tahrip etmiştir.

Bundan sonra ne yapalım? Her ne kadar bazı jeotermal şirketlere yasaları “yasaları çiğnemeyin, zeytinliklerimiz yok etmeyin, tarımıma zarar verip ekmeğimizi elimizden almayın, sulama ve içme sularımızı kirletmeyin" desek de bu uyarıların hiçbir yararı olmayacaktır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.