Takip Et

Cumhuriyetin İlk Yıllarında Tarımsal Desteklemeler-1

Daha önceki yazılılarımızda belirttiğimiz gibi hiçbir ülke ve devlet, tarımsal üretimden vazgeçemez. Çünkü halkının en önemli temel ihtiyacı olan giyinme ve gıda ihtiyacını diğer devletlerin merhametine bırakamaz; sağlıklı beslenmeyi de rakip üretici ülkelerin tarımsal üretim, tarımsal ithalat ve ihracat politikalarına uygun olarak düzenleyemez.

Ancak ülkeler arasındaki AB (Avrupa Birliği) ,DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü) gibi kuruluşlar, üyesi olan ülkelerin gıda ve tarımsal üretim çıkarlarını korumak amacı ile küresel kararlar almaktadır. Bu kararlar genellikle gelişmiş ülkelerin çıkarına, gelişmekte ve geri kalmış ülkelerin de aleyhine olmaktadır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında, Cumhuriyet hükümetleri savaştan çıkmış bir ülke halkının üç temel ihtiyacı olan üç beyazı (un, şeker, kaput bezi) karşılayabilmek için tarımsal politikalar ve bu politikalar doğrultusunda destekleme enstrümanlarını belirlemekteydiler.

Asıl amaç, kesintiye uğramış tarımsal faaliyetleri tekrar başlatabilmekti.

1923 yılında Atatürk, Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı sıfatı ile yayınladığı beyannamede aşağıdaki maddelerle tarıma yer verilmiştir.

- Aşar usulünde halkın şikâyetçi olduğu ve mağdur kaldığı hususlar ıslah edilecektir.

- Tütün tarımı ve ticareti, milletin en yüksek faydayı temin edeceği şekilde düzenlenecektir.

- Maliye çiftçilere, sanayicilere, ticaret ile uğraşanlara kolaylıkla borç verebilecek şekilde ıslah edilecektir.

- Ziraat Bankasının sermayesi artırılacak ve çiftçilere daha kolay ve daha fazla yardım edebilmesi temin olunacaktır.

- Ülke çiftçileri ile büyük ölçüde tarım makineleri ithal edilecek ve çiftçilerimizin tarım alet ve makinelerinden kolaylıkla yararlanmaları sağlanacaktır.

- Ormanlarımızdan fenni gelişmeye uygun bir şekilde istifadeyi, hayvanlarımızın ıslahını sayılarını artırıcı tedbirlerin alınmasını düzenleyen esaslar ortaya konacaktır.

Beyannameden anlaşılacağı gibi çiftçinin en önemli sıkıntısı, birikim yokluğu ve maliyeye olan borçlarıdır. Kredi imkânlarının neredeyse “yok” düzeyine inmesi, çiftçinin tohum, gübre, yem gibi olmazsa olmazı olan girdileri temin etmesinin önünde engel olarak durmaktaydı.

Yeni Türk devleti hem dış borçlarını ödemeli hem de tarımsal üretimi derhal başlatmalıydı.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.