Takip Et

TÜRK TARIMINDA GİRDİ POLİTİKALARI

Hep anlatmaya çalıştığımız gibi Türk tarımının en öneml ve ilk sorunu üretici elinde iken ürün satış fiyatları,ikincisi ise girdi fiyatlarının yüksekliğidir.

Neredeyse on gündür bu köşede yayınlamakta olduğumuz yazılarda Türk tarımının mevcut anlayışla kurtulamayacağı,üretimini sürdüremeyeceği,gıda üretiminin devamlı bir süreç olmaktan çıkacağı kanaatiyle yeni yaklaşımlarla tarımın anlaşılması ve yeni bakış açıları ile ynetilmesi gerektiğini anlatmaya çalışmaktayız.Girdi politikaları da bu çerçevede değerlendirilmelidir.

“Tarımsal üretimde kullanılan en önemli girdiler motorin, kimyevi gübre, tohum, yem, tarımsal kredi ve sulamadır. Verimliliği ve dolayısıyla üretimi artırma amacıyla bu girdilerin kullanımının iyileştirilmesine yönelik destek, yatırım ve müdahalelere tarımsal girdi politikaları denilmektedir.

Bu girdilerde arzu edilen miktar, kalite ve şartların temin edilebilmesinin önündeki kısıtları kaldırmak söz konusu politikaların temel amacıdır. Öbür taraftan özellikle kimyasal girdilerin kullanımının optimum düzeyde olması, gittikçe önem kazanan gıda güvenliği açısından ayrı bir önem taşımaktadır.”

“Bitkisel ürünlerin fiyatı ile motorin fiyat paritesi yani fiyat maliyet oranı özellikle motorin fiyatlarındaki yükselmeden dolayı hep çiftçi aleyhine gelişmiştir.

Bu durumu fark eden hükümet 2003’ten bu yana artan miktarlarda ve motorin maliyetinin yüzde 16’sı kadar desteği dönüme 6 ile 40 TL arasında üründen ürüne farklılık gösterecek şekilde vermeye devam etmektedir.

Benzer şekilde kimyevi gübre desteği 2006 yılı hariç 2005’ten beri artarak gübre maliyetinin yüzde 15’i ödenerek sürmüş ve dönüme 4 TL olarak verilmeye devam etmektedir. Bu desteklere ilave olarak organik gübre kullanımının yaygınlaştırılması ve ülke şartlarına uygun gübre çeşitlerinin geliştirilmesi ve kullanımının teşvik edilmesi gerekmektedir.”

“Tohum, geçmişte yalnızca bitkisel üretimde ana kaynak olarak kabul edilirken bugün bitki sağlığı ve gıda güvenliğinin temeli olarak da önemsenmektedir. Bitki ıslah araştırmalarında biyoteknoloji kullanımıyla tohumun önemi daha da artmış ve endüstriyel bir ürün haline gelmiştir. Elde edilen yüksek verimesahip tohumlar üretimde daha verimli, kaliteli ve ekonomik sonuçlarla rekabeti doğrudan etkilemektedir.”

“Son on beş yılda tohumla iştigal eden şirket sayısı 120’den 832’ye ulaşmıştır. Türkiye’de tohum üretimi ihracatı ve ithalatı da artmaktadır. Nitekim 2002’den 2017’ye kadar olan değişim Grafik 1’de görülmektedir. Tohum üretimi 2002’de sadece 145,2 bin ton iken yedi katın üzerinde artarak 1.049,4 bin tona ulaşmıştır.”

“Tarım sektöründe tarımsal yatırım ve işletmecilik giderlerinin sağlanması amaçlı kullanılan tarımsal kredilerde cari faiz oranları 2003 öncesinde yüzde 70’lerde iken son yıllarda farklılık göstererek yüzde 8-10’lara düşmüştür. Bunun sonucunda yıllık tarımsal krediler son on beş yılda 4,3 milyar TL’den yaklaşık 40 milyar TL’ye ulaşmıştır.”

Kaynak:Fahri Yavuz,Türk Tarımına Yeni Bakış 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.