Takip Et

Aydın ili ve jeotermal gerçeği-14

Jeotermalin akışkanı, yağmur ve kar gibi atmosferik kaynaklı sular oluşturduğundan, yeraltındaki rezervuarlar sürekli beslenmekte, ayrıca kullanılan akışkanın yeraltına tekrar basılması (reenjeksiyon) işlemi sayesinde kaynak yenilenebilir ve sürdürülebilir özelliğini korumaktadır. Ancak sonsuz ve sınırsız olamayan bu enerji çeşidinin de diğer enerji kaynakları gibi özenle korunması ve hovardaca harcanmaması gerekir. Bir damla yağmur suyunun jeotermal akışkanın rezervuarına ulaşması suyun dolaşımını sağlamaya yeterli kayaç geçirgenliği. İle ilgili olup yağmur ve kar sularının rezervuara ulaşması çok uzun yıllar alabilmektedir.

Beslenme havzalarından derinlere inen yağmur sularının derinlerdeki sıcak kayaçlarla ulaşması ve teması ısınmaları gerçekleşmektedir. Yağmur sularının akiferlerde toplanması neticesinde jeotermal rezervuarlar meydana gelmektedir. Rezervuarlar, çoğunlukla, geçirimsiz kayaç içeren tabakalardan oluşmuştur. Geçirimsiz kayaçlardan oluşmuş bu örtü tabakaları jeotermal akışkanın yeryüzüne kolayca ulaşmasının önüne geçmekte ve rezervuar basıncının korunmasını sağlamaktadır.

Peki, jeotermal enerji temiz midir? Yanma teknolojisi içermediğinden, çevre kirliliğine neden olan karbonmonoksit, azot oksit ve kükürt oksit gibi gazların atmosfere salınımı söz konusu değildir. Ancak jeotermali elinde bulunduranlar çevreye, tarıma ve insana saygılı iseler… Jeotermal enerji içeriğinde pek çok çeşit zararlı element ve bileşik içermektedir ki bunlar insan, hayvan sağlığı için zararlıdır. Tarım topraklarına, içme, kullanma ve sulama sularına karıştıkları anda zararlıdır. Ne zaman ki uygun teknoloji ile dikkatli ve çevre bilinci ile kullanılırsa jeotermal enerji nispeten temiz ve çevre dostu bir enerji türüdür. Diğer yenilenebilir enerji çeşitlerinden farklı olarak meteorolojik şartlardan bağımsızdır ve iklimden etkilenmez. Ancak doğru santral tiplerinin seçilmeyişi ve yanlış yerde yanlış inşaatlar iklimi olumsuz yönde değiştirebilir.

Diğer enerji kaynaklarına göre çok daha ucuzdur. Üretimi kolaydır ve düşük teknoloji seviyesiyle gerçekleştirilebilmektedir. Kullanıma hazır özelliğinden dolayı her an kullanılabilir. Konutlara mazot, fuel-oil, kömür, odun taşınması gibi sorunlar içermediğinden yerleşim alanlarında kullanımı rahattır.

Büyük yatırımlar gerektirmeyip, yapılan yatırımı kısa sürede geri ödeyebilmesi ekonomik yararlılığının bir başka yönüdür. Devletin verdiği yüksek teşvikler de yatırım için tetikleyici bir unsurdur. Kısacası jeotermal enerjiye yatırım yapmak bir yerde “çayın taşıyla çayın kuşunu avlamaktır.”

Diğer enerji türleri üretiminin (hidroelektrik, güneş, rüzgâr, fosil enerji) aksine tesis alanı gereksinimi çok azdır. Yüz dekara bir sanrali sosyal alan ve diğer eklentileri ile beraber çok rahat inşa edebilirsiniz.

Yerlidir ve dışa bağımlılığı olmayan milli bir kaynaktır. Yerel ve milli olma niteliğinden dolayı uluslararası politik ilişkilerden, ekonomik kriz, savaş gibi etkilerden, ulusal ve uluslararası piyasalardaki olumsuzluklardan etkilenmez. Yani jeotermale yatırım yapanın geleceği garanti altındadır. Yeter ki kaynağı Büyük Menderes’e boşaltarak hovardaca harcamasın.

Yangın, patlama, zehirleme gibi risk faktörleri taşımadığından güvenilirdir. Ne zaman ki hidroarsenat, cıva, bor, nitrat ve diğer ağır metaller ve bileşikler insan ve doğa ile temas etmezse… Radon gazı atmosfere salınmazsa…

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.