Takip Et

OSMANLI DEVLETİNDE TARIMIN DÖNÜŞÜMÜ: TANZİMAT-2

Tanzimat Osmanlı devletinde her alanda reformların gerçekleştiği,devletin “batılılaşma” ekseninde dönüşmesinin en önemli adımıdır.

 

Dün aktarmaya başladığımız Tanzimat dönemi tarımsal politika ve reformlarını aktarmayı sürdürüyoruz.

 

Rumeli ve Anadolu halkına borç olarak önceki senelerde verilen paralardan geri alınamayan ve bütçeye dâhil edilemeyen 22. 000 kesenin (yaklaşık 11.000.000 kuruş) geri alındıkça biriktirilmek ve nafıa giderlerinde harcanmak üzere Meclis-i Vala’ya bağlı bir nafıa hazinesi oluşturuldu (5)

 

Memleket Sandıklarının Kurulması: Sınırlı bir uygulama olmakla birlikte çiftçiye doğrudan kredi de verilmiştir.

 

Ziraat Bankası’nın Kuruluşu: Banka zirai işlerde kullanmak şartıyla yalnız çiftçiye kredi verecekti. Kredi, ya taşınmaz bir malın rehni ile ya da başka bir kişinin kefilliği ile alınabilecekti. Rehin olunacak mallar, bina tarla bağ ve bahçelerdi.

 

1858 Tarihli Arazi Kanunnamesi’nin Yayımlanması: 1858 tarihinde yürürlüğe konan arazi kanunnamesi ile miri topraklar hızla özel mülkiyete geçmiştir.

 

Tarıma Dayalı Sanayinin Kurulması: Tanzimat’tan sonra kurulan ve devletin fabrika-i hümayunlar diye isimlendirdiği bu fabrikalar, askerin ihtiyaçlarının yurt içi üretimle karşılanması ve giderlerden tasarruf edilmesi amacıyla kurulmuştu.

 

Tarım Okullarının Açılması.

 

Pamuk Ekiminin Desteklenmesi.

 

Sergiler Açılması:Osmanlı Devleti'nin çeşitli bölgelerinden gönderilmiş on bir çeşidin üzerinde ürün sergilenmiştir. Sergide en geniş yeri ülkenin hemen hemen her tarafından gönderilmiş tarım ürünleri oluşturmuştur.

 

19. yüzyılda Anadolu tarımında makineleşme ve modem teknikler kullanımı incelendiğinde, küçük tarımsal üreticiliğin hâkim olduğu ve kişi başına gelirin çok düşük olduğu bir tarımsal yapı görülmektedir.

 

19. yüzyıl Osmanlı’sında tarımsal ürünlerin artırılması ve geliştirilmesine yönelik politikalar tarım teknolojisinin gelişmesine önemli katkı sağlamadığı gibi tarım ile geçinen kişilerin refah düzeyini de artıramamıştır. Bu sorunun temelinde, Anadolu’nun kırsal bölgelerinde emeğin göreli olarak kıt olması ve ekilebilir toprakların göreli olarak bol bulunması yatmaktadır (Pamuk, 2012: 10).

 

Tanzimat döneminde tarımsal kredi alanında da önemli atılımlar gerçekleştirilmiş olup; Tarımsal kredi alanına dönük kredi piyasasını düzenleyici kurallar getirilmiş, çiftçiye kredi verilmiştir. Devletin kırsal alandaki gücünün yeterli olmaması iltizam uygulamasının başarısız olmasına yol açmıştır.

 

Tanzimat dönemi tarımsal alandaki üretici desteklerinin yasal düzenlemeye kavuştuğu zaman dilimidir.

 

Çiftçi üretim teşvikine yönelik diğer uygulamalar içinde pamuk üretiminde öşür muafiyetinin sağlanması ve 1850’de zeytinlik yetiştirenlere 25 sene, yabani zeytin ağaçlarını aşılayanlara 20 sene vergi muafiyeti sağlanmasıdır. Üreticiye tohumluk verilmesi ve onların kredilendirilmesi uygulamaları ile tarım okullarının açılması türünden çalışmaları da diğer zirai teşvikler arasında göstermek mümkündür.

Teşvik adımlarının hayvancılık alanındaki en önemli merinos cinsi koyunlardan 10 sene boyunca hiçbir vergi alınmaması kararlaştırılmıştır.

 

1858 yılında tarımsal üretimi geliştirerek vergi gelirlerini artırmak amacıyla “Arazi Kanunnamesi” yürürlüğe koyulmuştur. Bu kanunnamenin en önemli özelliği toprakta özel mülkiyetin kabul edilmesidir.

 

Kaynaklar: 283 (1): Ubicini, M.A. Türkiye 1850 c. II, s. 374

(2): Güran, Tevfik, “19. yy Osmanlı Tarımı Üzerine Araştırmalar s. 50,

(3): 13 Temmuz 1837.

(4): Güran, a.g.e., s. 50;

(5): Tabakoğlu, Ahmet, Türkiye İktisat Tarihi,s. 213; 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.