Takip Et

KURAKLIK VE TARIMSAL SULAMADA GİRDİLER

Salgın döneminde en fazla sıkıntı çeken sektörün tarım olduğunu defalarca haykırdık.

Bunun iki ana nedeni bulunmaktadır. Birincisi üretici ürettiği ürünün fiyatını belirleyemezken kullandığı giridi fiyatlarını belirlemekte de uzaktır.

Yem,gübre,tohum,fide,fidan,zirai ilaç,mazot,tarımsal ekipman-makine ve parçaları gibi girdilerin tamamının fiyatında üreticinin kendi bütçesine olumlu etki edecek herhangi bir argümanı,silahı ve savunma örgütü bulunmamaktadır.

Sulama ise tarımsal üretimde verimlilik ve kalitenin ilk şartlarından birisidir.

Şu anda Türk çiftçisi bir panik içerisindedir.Her ne kadar geçtiğimiz kısa dönemde kar ve yağmur yağışları tarımsal yeryüzü sulama sularını bir miktar artırmış olsa da mevcut rezerv önümüzdeki üretim dönemi için –mevcut haliyle- yetersiz kalacaktır.

Üretici imkanı olan bölgelerde yer altı sularından yararlanmak için artezyenler açmaktadır.Fakat bu işlev de üreticinin kendini kurtarmaya yönelik haklı bir davranışıdır.Ancak plansız yapılan sondajların sonucunun Konya-Güneydoğu örneklerine benzemesinden endişe etmekteyiz.

Konuyu iki açıdan ele almalıyız.Tarımsal sulama girdilerinin üreticiye maliyeti ve devletin (DSİ,Yerel Yönetimler ve Sulama Birlikleri) sulama ve sulamada tasarrufa yöneltecek tedbirleri acilen alması.

Türkiye’de tarım alanlarının yüzde 70’i kuru tarımda olduğu için tarımsal kuraklıkla mücadele etmede sulamanın önemi büyüktür. Boşa akıp giden suları toplamak için barajlar ve göletler yapılmalıdır.Hatta boşa akan sular –elektrik enerjisi harcansa da- mevcut baraj ve göletler basılmalıdır.

Manisa Gölmarmara gölü örneğinde olduğu gibi –Gediz’den Gölmarmara Gölüne su aktarım istasyonu- gibi yapılar artırılmalıdır.

“Not:Bu alanda Gölmarmara gölünün kurumasının engellenmesi için şu anda takdire değer bir çaba gösteren Ahmetli Ziraat Odası Başkanı Adnan Ünsal ve Gölmarmara Ziraan Odası Başkanı Erdal Ziyan’ın çabaları DSİ bürokrasisi ve politikacılar tarafından desteklenmelidir.”

Tarımsal sulamada en önemli maliyet unsuru elektriktir.

Mevcut kuraklık nedeniyle cazibe suya ulaşması mümkün olmayan pek çok üreticimizin daha çok yeraltı suyunun daha derinden çekilmesine ihtiyaç duymakta olduğunu belirtmiştik.

Her artezyen kuyusu yeni bir malyet demektir.Bu da zaten yüksek olan elektrik maliyetini çok daha da fazla yükseltecektir. Zaten elektrik fiyatlarının yüksekliği nedeniyle üretimde zorlanan çiftçiler üretimden tamamen uzaklaşması uzak bir ihtimal değildir.

Bu durum tarımsal üretim için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Devletin yaşanabilecek olası olumsuzluğu şimdiden öngörmesi gerekmektir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.