Takip Et

Cumhuriyet Yılları ve İncir-2

Cumhuriyetin kurulması ile beraber halk eğitimine önem verilirken çiftçilerin de eğitimi ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır. Elde yeterince yetişmiş teknik elemanın olmaması nedeniyle basım yoluyla eğitme amacı güdülmüştür. Cumhuriyetin ilk teşebbüslerinden birisi de kütüphaneleri yaygınlaştırmak olurken tarımla ilgili eğitici kitap, dergi ve broşürlerin kütüphanelere girmesi sağlanmıştır.1933 yılında öğretmen kitapları serisinden olmak üzere Ankara Ticaret mektebi müdürü Şervket Süreyya’nın kaleme aldığı kitapçıkta incirin ekonomisi hakkında bilgiler verilmektedir:

“Son senelerin harici ticari istatistiklerine göre ihracat maddelerimizi ehemniyet sırasıyla şöylece saymak kabildir: Kuru üzüm, kuru incir, fındık, zeytin ve müştekatı, pamuk, yün, tiftik, hayvan derileri, diğer hayvani mevvat, yumurta, tavuk, koyun, kereste, palamut ve diğer orman mahsulleri.”*(Şevket Süreyya a.g.e.s.21).

Çiftçi eğitiminde en önemli unsurlardan birisi olarak köy öğretmenleri olarak düşünülmüş kendilerinden yararlanmak üzere “muallim kitapları” serisi adı altında basılan kitaplarla tarım teknikleri, zirai mücadele, gübreleme vs konularını içeren kitaplar basılmasına hız verilmiştir.

1933 yılında Maarif Vekâleti tarafından bastırılan “Mahsul Hastalıkları”adlı kitapta bunlardan birisi olup incir bölümünde, incir hastalıkları olarak” örümce, incir kurdu, incir çatlaması, incir çürüklüğü, kara çürüklük, incir kök uyuzu”ndan bahsedilmekte ve çareleri belirtilmektedir*(Bkz. Nihat Şevket-Kadri Ahmet, Mahsul Hastalıkları, Resimli Ay Matbaası, İstanbul 1933).

İncir tüm Aydın’ın olduğu gibi en büyük ilçesi Nazilli’nin de en önemli gelir kaynaklarından birisi olmuştur.1952 yılı verilerine göre Nazilli’nin tarımsal geliri içinde ilk sırayı 14 milyon lira ile pamuk alırken incirin 7 milyon 500 bin lira ile ikinci sırada yer aldığını görmekteyiz. Pamuğun ilk sırada yer alışının nedenleri arasında 1943 yılında hizmete alınan sulama kanalları ile Nazilli ovasının sulu tarıma açılması, Nazilli Sümerbank’ın 1938’den beri üretimde olması ve o yıllarda pamuğun gerçek değerini bulmasıyla pamuk ekim alanlarının genişlemesiydi.

1960 yılından itibaren incir üretiminin istikrarlı bir şekilde sürdüğünü görmekteyiz. Bu da yıllık kuru incir üretiminin 50 bin ton civarında seyretmesinden kaynaklanmaktaydı. Aynı yıllarda incir alanlarının da olabildiğince en geniş sınırlarına ulaştığı gerçeği de karşımıza çıkmaktaydı.

İncir yetiştiriciliğinde hem ekonomik olarak hem de kaliteli incir yurdu olma bakımından Nazilli hep ön planda yer alan bir ilçe olmuştur. Bugün hem incir üretimi hem de incir endüstrisi ile Aydın’da en önemli yer tutan ilçedir. Tarih boyunca olduğu gibi cumhuriyet döneminde de Nazilli bu öneminden bir şey kaybetmemiştir.

1952 yılında gazeteci Gani Dikmen ve 1964 yılında Nazilli Lisesi Müdürü Fehmi Erdoğan tarafından basılan ve Nazilli’nin tanıtımını esas alan kitaplarda incir için:

“Topraklarının özlülüğü, havasının latifliği, rutubetinin isteğe uygun oluşu, rüzgârlarının yerinde etkisi Nazilli incirinin kalite üstünlüğünü sağladı.Nazilli deyince akla incir gelir.Nazilli incirleri kabuklarının inceliği,,çekirdeklerinin ufak oluşu,çok ballı bulunuşu,kısa zamanda şekerlenmeyişi iri yapılı ve güzel kokulu oluşu, ayrıca kurutmaya elverişli bulunuşu yönünden eşsizdir.

Nazilli incirleri Sarılop,Göklop,Karayaprak ve benzeri çeşitlere ayrılır.Sarılop ve göklop çeşitleri kurutmaya çok elverişlidir.İncirler Ağustos ayında ballanmaya başlayınca hemen koparılır.İncir bahçelerinde önceden hazırlanan ve (incir harmanı)adı verilen yerlerde kurutulur.

Kuruyan incirler büyüklüklerine, renklerine göre standardize edilirler. Sonunda iri, ak, lekesiz yarasız olanlara (süzme),daha ufak olanlara (elleme), renkçe esmer, yarık, lekeli veya daha ufak olanlara(naturel) denir. Yukarıdakilerin dışında kalanlara (hurda) adı verilir. Bunlar daha çok ispirto çıkarılmasında kullanılır.

Yerlerinde kurutulan incirler başta İzmir olmak üzere iç pazarlara gönderilir. Bunların çoğu İzmir’de standardize edilerek işlendikten sonra dış pazarlara yollanır.” İfadesini kullanmaktadır(203). 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.