Takip Et

ANKARA’DA NELER OLUYOR?

Bu haftayı Aydın Ziraat Odaları olarak Ankara’ya ayırdık.

Hedefimiz Aydın milletvekilleri ve Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir Pekdemirli idi.

Muhakkak ki ziyaretinde en fazla yarar,umut ve ışık beklentimizin olduğu TZOB ve Genel Başkanımız Sayın Şemsi Bayraktar olacaktı,ve öyle oldu.

Belirl bir program dahilinde yukarıda zikrettiğimiz zevatla görüştük. Hem üreticinin derdini aktardık hem de Ankara’nın ekonomik ve politik havasını soluyarak yorumlama yolunu açmaya çalıştık.

Öncelikle görünen şu ki bütün Türkiye’de müteahit,tüccar,enerji ve maden sektörünün patronları,bankacılar,inşaatçılar,sanayici ve işletmeciler para taşan kasalarına para ilave ederlerken ezilen kesimlerin başında tarım sektörü gelmekte.Bunun da göstergesi 18 ilin Ziraat Odalarının aynı gün başta TBMM olmak üzere,Tarım Orman Bakanlığı,Maiye Bakanlığı ve ilgili tüm kurum ve bakanlıklarda “Tarımın Ve Türk Üreticisinin Kurtuluşu” için temaslarda bulunması idi.Her ilin Ziraat Odalarının çantalarında o ilin tarım sorunlarını içeren devasa dosya ve klasörler göze batmakta idi.

Ziraat Odası yöneticileri olarak meslekdaş ve mevkidaşlarımızla yaptığımız sohpetlerde her ilin tarım ve tarımsal ürünlerinin sorunlarının devasa boyutlara ulaştığını gördük.

Ve şu sonucu yazmakta hiçbir mahsur görmüyorum:Devlet bürokrasisi,politika ve Bakanlar,sanayiciyi,işletmeciyi,madenciyi,jeotermalciyi,inşaatçıyı,bankacıyı ,müteahidi, korumaktan ve kollamaktan dolayı çiftiye zaman ayıramamış.Ve bu sektörler hazineyi de ,maliyeyi de, devleti de yemiş bitirmişler.

Şu anda Suriye’de “Milli Bir Dava” olan ve Türk milletinin geleceğini ilgilendiren bir “Şanı Harekat” olduğundan söz ederek ,”bunların sırası mı?” diyebilirsiniz. Ancak unutulmamalıdır ki güçlü bir milli ekonomi olmadan güçlü bir silahlı kuvvetlerden söz etmek de mümkün değildir.İçte ekonomiyi güçlü tutalım ki asker de güçlü,canlı ve heyecanlı olsun.

Tarımı da güçlü tutalım ki en önemli ve acil ihtiyacımız gıda üretimimiz kesintiye uğramasın. Zira aç insan ne doğru düşünür ne ne şevk ile savaşabilir.

Ziraat Odalarının asli görevlerinden birisi de üretici ile Devlet arasında köprü olmaktır.Üreticinin derdini devlete,hükümete ve devleti oluşturan bürokrasiye ulaştırmaktır.

Bizler de Ankara’da aynen bunu yapmaya çalıştık.Büyük ölçüde de başardığımıza inanıyoruz.

Bizim ise en büyük eksiğimiz Ziraat Odalarının faaliyetlerini üreticimize ,halkımıza ve kamuoyuna duyurmakta eksik kaldığımızdır.

Bu alanda basın,sosyal medyadan yeterince yararlanamamaktayız.

Bu gerçeğin ışığında hareket ettik.Ve ulaşmak istediğimiz her yere ulaştık.Üreticinin dertlerini anlattık.Dinlemeye mecbur kaldılar.

Çözüm mü?Devamı yarın’da…. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.