Takip Et

AB TARIM POLİTİKALARI VE TÜRK ÇİFTÇİSİNİ BEKLEYEN TEHLİKELER

Türk Tarımı ve Türk Tarım ihraç ürünleri,18-19 Temmuz 2017 tarihlerinde Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi’nin (KİK) Avrupa Birliği’nin 36. Toplantısı (AB) ve Belçika’nın başkenti Brüksel’de yapılan ve Türk tarımını doğrudan ilgilendiren ve içeriği Türk tarım ihraç ürünleri için bir tehlikeler demeti olan AB istek ve dayatmaları ile karşı karşıyadır.

Şu anda konunun yegâne sahibi olarak TZOB (Türkiye Ziraat Odaları Birliği) Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar bulunmaktadır.

Sayın Bayraktar’ın ifadelerinden anlaşıldığı üzere AB makamları Tükiye’ye yeni dayatmalar peşindedir.Bayraktar bu konuda tehlikeleri gözler önüne serek tehlikelere dikkati çekmektedir.

Bunlardan ilki Türkiye’nin, tam üye olmadığı için tarımda gümrük birliğine girmesi halinde, Ortak Tarım Politikası’na uyum sağlasa dahi Ortak Tarım Politikası Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu (FEOGA) bütçesinden yararlanamamasıdır.

Nedense AB yıllardır her türlü tarımsal politikaları kendine yontarken Türk tarımının gelişmesi öneüne bu çeşit engeller koymaktadır.

İkincisi ise AB’nin STA’larına uyması olduğunu, AB STA’larının her olayı kendi lehlerine yorumlama olarak tezahür edeceği ortadadır.

Sayın Bayraktar,haklı olarak ” AB’nin STA imzaladığı ülkeleri Türkiye ile de anlaşma yapmaya zorlaması, ortak tarım politikasını belirlerken Türkiye’yi de göz önünde tutması gerekir,” demektedir.

Gümrük Birliğinin Türk tarımını içine alacak şekilde genşlemesinin başta süt ve hububat sektörü olmak üzere Türk üreticisini hazırlık yakalamaı tehlikesi bulunmaktadır.

“Gümrük birliğinin tarım sektörünü içine alacak şekilde genişletilmesi halinde, Türkiye’nin buğday ve süt ürünleri gibi bazı ürünlerde ithalatının artacağını, ürün bazında etki analizlerinin yapılmasının büyük önem taşıdığını, etki analizlerini sık sık yaparak gümrük birliğine hazırlanmak gerektmektedir.”

Süt ve buğday başta olmak üzere AB’ninTürkiy’ye tarım ürünleri ihraç etme emeli öncelikle istihdam sorunu yaratmaktadır. Ek olarak da iç piyasalarda, zaten girdi fiyatları oldukça yüksek iken, tarım ürünleri satış fiyatlarının hızla düşme tehlikesi baş gösterecektir.

Bayraktar, “tarım gümrük birliğine girerse, istihdamı ne yapacaksınız. İşsiz kalacak yüzbinlerce insanı nereye gönderecek, nerede istihdam edeceksiniz?” şeklinde sormaktadır.

AB’ye aday veya AB içinde bulunan tarım ülkesi konumundaki her devletin çiftçisi AB tarım fonlarından sonuna kadar yararlanırken, bu fırsatlar Türk çiftçisinden esirgenmektedir.

“Türkiye, tam üye olmadığı için AB’nin tarıma ilişkin karar alma süreçlerine katılamayacaktır. Tarımda, tam üye olmadan gümrük birliğine girerse, Türkiye, Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı’nın (IPA) bileşeni Kırsal Kalkınma Programı (IPARD) hariç bu bütçeden yararlanamayacak, AB’nin verim, kalite standartlarında üretime ulaşmak için yapacağı harcamaları kendi bütçesinden finanse edecektir.”

“Türkiye, tam üye olmadan tarımda gümrük birliğine girilirse, hem ortak tarım politikası belirlenirken masada olmayacak, müzakere edemeyecek hem AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarına (STA) uymak zorunda kalacak, AB üyelerinin yanı sıra üçüncü ülkelere karşı da tarımını koruyamayacak, zorlanacaktır.”

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.