Takip Et

TARIM VE SANAYİ SEKTÖRÜ ÇIKAR İLİŞKİLERİ

Tarım ürünlerinin sanayi sektöründe “hammadde” olarak kullanılması ve tarım sektörünün de sanayi ürünlerini “tarımsal girdi” olarak kullanması tarım - sanayi sektörü ilişkileri ilişkilerinin temelini oluşturmaktadır.

Gerçekte ise her iki sektörün de hammadde temini ve tarımsal girdi temini alanlarında birbirlerini tamamladıkları görülmektedir.

Ancak bu ilişkiden öncelikle sanayi yarar ve kazanç sağlamaktadır. Sulama alanlarının artması sonucu, tarımsal girdi kullanımı artmakta ve tarım sektöründe sanayi ürünlerine olan talep artmaktadır.

Tarıma girdi olarak kullanılan sanayi ürünlerine duyulan talep artışı bu sanayilerin gelişmesine ve yeni yatırımların gerçekleşmesine yol açmaktadır.

Modern tarım tekniklerinin kullanılması sonucu üretim ve verimlilik artmaktadır.

Bu artış, kırsal kesimde gelir düzeyinin yükselmesine ve yaşam koşullarının iyileşmesine neden olmaktadır. Bu durum diğer sanayi mallarına olan talebi de artırmaktadır.

Üretim ve verim artışı tarıma dayalı sanayilerin gelişmesine ve artmasına katkı yapmaktadır. Özellikle modern tarım alet ve makinelerinin kullanılması tarımda işgücü kullanımını azaltmaktadır.

Şu anda mümkün olmamasına rağmen gelişmekte olan batı ülkelerinde ve bu açıdan Türkiye'de tarım ve sanayinin eş zamanlı olarak gelişmesi Türk ekonomisinin geleceği açısından son derece önem arz etmektedir. Ancak üç ayda bir açıklanan makro rakamlar bunun tam tersine sanayinin büyümesini ortaya koyarken tarımın küçüldüğünü, tarım ürünleri satış fiyatlarının, mevsimlere göre kısmi dalgalanmalarla yerinde saydığını, hatta gerilediğini gösterirken tarım girdilerinin her şartta yükseldiği gerçeğini ortaya koymaktadır.

B. Karlı’nın yaptığı araştırmaya göre “Gelişmiş ülkeler tarım ve sanayi sektöründe yapısal nitelikteki önlemlerin alınmasını ve desteklenmesini birlikte yürütürken, gelişme sürecinde, tarıma dayalı sanayiler giderek gelişmiş ve ekonomik gelişmeye daha fazla katkıda bulunmuştur. Nitekim, dünyada ekonomik ve tarımsal kalkınma sürecini tamamlamış olan gelişmiş ülkelerde tarım ürünlerinin ortalama %60'ı, Türkiye'de ise %30'u tarıma dayalı sanayi işletmelerinde değerlendirilmektedir.”

“Sanayi-tarım ilişkileri belli esaslar içerisinde yürümektedir. Tarımdaki sermaye birikimi tarıma dayalı sanayi ve diğer sanayi yatırımları için iyi bir finansman kaynağı olmaktadır. Tarıma dayalı sanayinin hammadde ihtiyacı tarımdan karşılandığından, bu sanayiler genellikle entansif tarımın yapıldığı ve üretim miktarının bol olduğu yörelerde kurulmaktadır.

Bu durum ise bölgeler arası gelişmişlik farkının azalmasına katkı sağlamaktadır.

Tarıma dayalı sanayinin kurulduğu yörelerde sanayinin işgücü talebi genellikle kırsal kesimden karşılanmakta ve bunun sonucu olarak kırsal kesimdeki tarımsal nüfus sanayide istihdam edilmekte, toprak üzerindeki nüfus baskısı azalmaktadır.

Tarıma dayalı sanayi ürünlerinin ihraç edilmesiyle döviz gelirleri sağlanmakta, elde edilen gelir ise müteşebbisleri yeni yatırımlara veya mevcut kapasitelerinin artırılmasına yöneltmektedir. Bunun sonucu olarak tarım ürünlerine ve işgücüne talep artmaktadır.”

Buna rağmen tarım ürünleri fiyatları –turfandalar hariç- yerlerde sürünmektedir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.