Gazetemiz DENGE’nin 21 Ekim 2019 sayılı nüshasında JES-DER(Jeotermal Elektrik Yatırımcıları Derneği) nin bir ilanı yer almakta.
Sanki yıllardır Aydın ilinde incir ağaçlarının sökümüne neden olan,kendi tesislerine yol açmak için bahçeleri talan ve harap eden,Aydın ilinin suyuna,toprağına,bitkisne hayvanına zarar veren bazı üyeleri değilmiş gibi, incirin hamisi ve dostu gibi bir posta bürünen bu kuruluş incir üreticilerini kutlamaktadır.
İlan baştan aşağı yanlışlarla dolu:
1-İncir rekoltesi ile ilgili rakam TRT tarafından 26 Eylül 2019 günü yayınlanan ve Ege Yaş Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri kaynaklı bir haberdir. Kuru incir rekoltesi sadece bu Birliğin tahminidir.90 bin ton olarak gerçekleşmediği gibi aşağı çekilerek revize edilmiştir.
2-Ağaç miktarı da yanlıştır.Kuru incirde meyve veren ve vermeyen ağaç toplamı tüm türkiye olarak 8 milyon 50 bin tahmin edilmekkle birlikte rekolteye bu ağaçları önemli bir bölümübölgeler itibari ile dahil edilmemektedir.
3-Yapılan tüm bilimsel araştırmalar jeotermal sistemlerin yalnız incire değil tüm meyve,sebze,yem bitkileri,kültür bitkileri,hayvanlara,yer altı sularına mikro organizmalara zarar verdiğini ortaya koymaktadır.
4- Bırakın inciri hiçbir tarım ürününde kalite ve verim artışına jeotermal sistemlerin en küçük bir olumlu katkısı bulunmamaktadır.
İncirin kalitesi tamamen iklim özellikleri nedeniyledir.
Anlamadığım ikinci bir konu JES-DER’in bu ilanla ne elde ettiği veya edeceği.Zira ne kadar şirin görünmek isterse istesin,sosyal sorumluluklarını ve çevre duyarlılıklarını geliştirip gerekli tedbirleri almadıkları takdirdehalk ve üretici nezdinde “sevimli “konuma yükselemezler.
Gazetmiz DENGE’nin aynı günkü nüshasında JES-DER(Jeotermal Elektrik Yatırımcıları Derneği) Başkanı Sayın Ufuk Şentürk’ün bir beyanatı da yer almakta.
Sayın Şentürk,”Jeotermal sistemlerdeki hızlı gelişmenin çevre sorunlarına yol açtığı,bunların masaldan ibaret olduğu,bağımsız projelerle bunu ispatlayacaklarını,bunun için de bir kurul oluşturacaklarını,bu kurulun da jeotermallerin zararsızlığını ispatlayacağını,söylemektedir.
Bu beyanın neresinden tutayım bilemedim…Blimde ben şunu ispatlayacağım gibi bir metot olamaz.Doğrusu gerçeğe ulaşmak için araştıracağım,deneyeceğim,ölçeceğim olmalıdır.Ben JES DER olarak kurul tayin ettim,onlar benim adıma araştırma yapacak demek ,benim için bilimi kullanacaklar anlamına gelir.
Halktan gelecek şikayetleri değerlendirmek için 2007 ‘den beri ne yaptınız?
Sayın Şentürk Türk halkının aklıyla açıkça alay etmekte.
Aydın’daki inekler jeotermal sistemlerin ürettiğinden fazla karbondioksit üretiyormuş.Bu söze sadece çarpma işlemi bilenler bile karşı çıkar Sayın Şentürk.
Bu nasıl bilimsel araştırmadır ki inekleri saldığı karbondioksit jeotermal sistemlerden fazla olmakta?Yoksa JES-DER olarak ineklerin kıçına sayaş taktınız da bizim mi haberimiz olmadı.
Bilimsel gerçek ise şudur:Jeotermal akışkanların % 99’u karbondioksittir.Sayın Şentürk’ün tespitiyle 1458 Mw gücünde santraller faaliyettedir.50 Mw’lik nir santral saatte 2500 ton karbondioksit üretmektedir.
Bazı Jeotermal santral sahiplerinin en kötü alışkanlıklarından birisi jeotermal akışkanları yerli yersiz doğaya salmaktır.Biz bu gerçeği tam 12 senedir yaşamaktayız.
Aydın ve Manisa’da devlet memuru denetmenlerin mesaileri dışında bu akışkanlar doğaya salınırken hesaplayalım.
Kurulu santrallerin toplamı 1458 Mw ise bu tam 29 adet 50 MW lik santral etmektedir.Her santral 2500 ton salınım yaptığında saatte toğlam salınım 72 bin 500 ton yapmaktadır.Her santralınız –insafla hareket ediyorum- her gece 3 saat,hafta sonları 10 saat salınım (deşarj) yapmış olsa haftalık karbondioksit deşarjınız 1 milyon 812 500 tona ulaşacaktır.Aylık ise 7 milyon 250 bin ton,yıllık,87 milyon ton.
Sayın Şentürk bu miktar karbondioksidi buyrun Aydın’daki tüm sığır varlığı 410 000’dir.Gücünüz yetiyorsa inek başına düşen yıllık
212 ton karbondioksidi gün başına hesaplarsak 580 kg.tekabül eder ki bu inek ne yedi de bu kadar karbondiolsit üretti?Eğer ürettiyse iszler bu miktarı bu ineklerin kıçından geçiriniz.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.