Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,Türk tarımının 2018-2022 Milli Tarım Stratejik Planı yayınlandı. Bakanlık tarafından planın içeriği açıklanırken başlıklar halinde gerekçeleri de izah edilmektedir.İlk olarak da gıdanın önemine vurgu yapılmakta.
Kendi gıdasını üretmeyen bağımsız olamaz
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Fakıbaba,”Ülkenin tarımsal ihtiyacını yerli üretimle karşılaması, çiftçilerin daha çok kazanması için, “Havza Bazlı Üretimi Destekleme Modeli” ve “Hayvancılıkta Yerli Üretimi Destekleme Modeli” ile sektöre yönelik doğrudan çözüm stratejileri geliştirdiklerini “ ifade etmektedir.
Ancak özellikle “Havza Bazlı Üretimi Destekleme Modeli” nin ideal ve Türk üreticisinin ihtiyaçlarına tam anlamı ile cevap veren bir model olduğunu söylemek doğru değildir.
Örnek verecek olursak Aydın ili bir Konya veya Polatlı ile aynı kefeye konularak değerlendirilemez.Öncelikle Aydın bir tahıl yetiştiric l değildir.Aydın ilini kültürel ürün ve meyve açısından dikkate alarak “Havza Bazlı Üretimi Destekleme Modeli”nin içinde yer alması sağlanmalıydı.Aydın’da tahıl üretimi en verimsiz ve sulanamayan topraklarda gerçekleşirken pamuk ,mısır ve zeytinyağı gibi “Havza Bazlı Üretimi Destekleme Modeli” içinde yer alan ürünlerin varlığı ne derece doruysa incir,ceviz ve kestane gibi ürünlerin alınmayışı da o derecede yanlıştır.
Bakanlık yetkililerinin “her il kendi meyvesini “Havza Bazlı Üretimi Destekleme Modeli” içine aldırmak istemekte,buna da imkan yok,anlayışı temelden köksüz ve ufuksuz bir anlayışın ifadesidir.Her meyveden ayrı ayrı kazanmanın ve dünya ile rekabet edebilmenin neresi yanlıştır?
Sayın Fakıbaba’nın Strateji ile ilgili;
“Kendi gıdasını üretemeyen ülkeler tam bağımsız olamaz anlayışıyla, ülke ihtiyaçlarını yeterli ölçüde karşılayacak güvenilir gıdayı üretmemiz, topraklarımızı suyla, çiftçimizi bilgiyle buluşturmamız gerekmektedir. Tarımda sektörel sorunların çözülmesi, kırsalda yaşam standardının yükseltilmesi, kadın ve genç nüfusun üretime teşvik edilmesi, Ar-Ge çalışmalarına ağırlık verilmesi ve sonuçlarının sektöre aktarılması için çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz.” Düşüncelerine katılmamak imkansızdır.
Fakat ideal düşüncenin uygulamada yer bulamaması hedefe ulaşmanın önünde en büyük engeldir.
Öncelikle bakanlıkların arasında bir uyumun sağlanması gerekmektedir.
Özellikle Maliye Bakanlığı bürokratlarının önemli bir bölümünün Tarım kesimini Türk maliyesi üzerinde yük olarak görmekten vazgeçmesi gerekmektedir.
Vergi ödeyen diğer kesimleri “öz evlat” tarımın ise katma değerini görmezden gelerek “üvey evlat” muamelesi” yapmamalıdırlar.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.