Her sektörün güçlü yanları olduğu gibi zayıf yanları da mevcuttur. Aydın ilinde yapılan bir çalışmada zayıf yönler şu şekilde ele tespit edilmiştir. Kendi görüşlerimizle beraber bu çalışmayı sunuyoruz.
Zeytin ve zeytinyağı sektörünün zayıf yanları başlıklar altında toplanmıştır.
• Destekler /teşviklerin yeterli olmaması ve Devletin sektöre yeterince sahip çıkmadığı sorunları öne çıkmıştır.
• Finansman uluslar arası piyasalarda rekabet edebilmek için sermaye ve finansman yetersizliği ile stok kredisinin olmayışı hususları yer almıştır. Bu da Aydın ilinin kronik hastalığıdır. Nedenlerinin araştırılması gereken konuların başında bu gelmeli ve “niçin Aydın ili güçlü bir sermaye yapısına ulaşamıyor? Niçin güçlü bir sermayedar ve girişimci gurubu ortaya çıkmıyor?
• Pazarlama alanında ise pazarlama ve tanıtım konularında yeterli çalışmaların yapılmaması ve iç piyasada tüketimin azlığı en önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlara ek olarak, iç piyasada zeytin ve zeytinyağının fiyatının yüksek olması, bunun yanı sıra Türk malı zeytin ve zeytinyağı ürün imajının uluslararası piyasalarda yeterince güçlü olmaması sorunları ortaya konmuştur. Diğer cevaplanması gereken sorulardan birisi de budur: Niçin güçlü pazarlama şirketleri oluşturamıyoruz?
• İşbirliği ve Koordinasyon alanında ise sektörde sivil inisiyatifin egemen olamayışı, sektörde var olan çok başlılık ile diyalog ve uzlaşma eksikliği konularında sorunların yaşandığı ortaya konmuştur. Hala “feeler ayrı oynar” mantığı ile ekip çalışması oluşturamadığımız gibi birbirimize güvenimiz tam olarak sağlanamamıştır.
• Eğitim ve Bilinçlendirme konusu ise zeytin ve zeytinyağı sektörünün bir diğer zayıf yönü olarak ortaya konmuştur. Bu alanda ilk olarak; tüketicinin zeytin ve zeytinyağı konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması hususu öne çıkmıştır. Tüketicilerin yanı sıra üreticilerin de konu ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaması ve tüketici ve üreticilere zeytin ve zeytinyağı tüketim bilincini anlatmak amacıyla basın yayın organlarının gerektiği gibi kullanılamaması, teorik fikirlerin pratiğe geçirilip uygulamaya konulamaması, bu alanda eğitim faaliyetlerinin yürütülmemesi diğer sorunlar olarak ortaya konulmuştur. Eğitim konusunda önce Teknik elemanlardan başlanarak, işletmeci, üretici olarak devam etmelidir.
• İhracat Politikası Avrupa Birliği’nden (AB) “kota alınamaması, zeytin ve zeytinyağının Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında dış alımına izin verilmemesi, dış ticaretteki tarife dışı engeller, yeni üretici ülkelerin Dünya İhracat pastasından giderek daha fazla ülkemizi ikame eder şekilde pay alması, ihracatta yasakların olması, bulunduğumuz sezon itibarı ile dünya fiyatları ile entegre olamayışımız, A.B.D.’ye yapılan ihracatta primin arttırılması, ihracatta devamlılığın ve sürdürülebilir artışın sağlanmasında yaşanan güçlükler, markalaşma için rekabetçi fiyatlarla kaliteli ve istikrarlı bir şekilde hammadde sağlanamaması, ihracatımızda yaşanan pazar kayıpları ve sektörün küresel ekonominin esaslarını kavrayamamış olmadığı hususları ön plana çıkmıştır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.